Bitkilerde Kök, Gövde ve Yaprak

KÖK

Kök bitkinin toprak altı organıdır. Kökün görevleri:
  1. Bitkinin toprağa tutunmasını sağlar.
  2. Topraktan su ve besin maddesi alınmasını sağlar.
  3. Alınan suyun gövdeye iletilmesini sağlar. (iletim demetleri ile)
  4. Bunların dışında bazı bitkiler örneğin havuç besin maddesi depo eder.
  5. Bazı bitkilerin köklerinin ise destek, tutunma, nefes alma ve asimilasyon gibi görevleri vardır.
Kökün başlıca özelliği klorofilsiz oluşudur. Onun için kökün rengi yeşil değildir. Köklerde klorofil bulunmadığından yaprakta bulunmaz. Kök epidermisinde stoma da yoktur. 

Kökün Yapısı:
Emici Tüyler : Emmeye yarayan kıl biçiminde hücre uzantılarıdır.
Uzama Bölgesi : Köklerin uzamasına yarar.
Kaliptra : Köklerin uç kısmında bulunur. Zarar görmeden büyümesini, uzamasını sağlar.

Ana kök (primer) Radikuladan ilk çıkan ve toprağın derinliklerine inen köktür. Yan kök (sekonder) ana kökten türeyen köklere denir.

Saçak kök : Tek çenekliler, hububat
Kazık kök : Çift çenekliler, hıyar

Asfeksi : Toprakta suyun fazla olması nedeniyle oksijenin azalması ile oksijen bulamayan bitkiler yaşayamaz ve boğulurlar. Buna asfeksi denir.

Köklerin toprağın derinliklerine yada gövdeden uzaklara gitmesini etkileyen faktörler nem (su) ve oksijendir.

Metamorfoza : Köklerin, başka gövdeler de yapabilecek şekilde değişikliğe uğramalarına metamorfoza denir. Kökün değişikliğine de kök metamorfozu denir.

Kök Metamorfozları :
  1. Depo Kökleri : Bir çok bitkide besin maddesinin depo edildiği kalın ve etli kökler bulunur. Havuç, turp, pancar, patates.
  2. Solunum Kökleri : Oksijen bakımından fakir olan su ile doymuş bataklık topraklarında yetişen bitkilerin kökleri derine değil yatay olarak hatta yer çekiminin aksine bir gelişme gösterir. Bu köklere solunum kökleri diyoruz. Örnek bataklık bitkileri.
  3. Tutunma Kökleri : Bazı sarılıcı bitkilerin gövdelerinde meydana gelen ve diğer bitkiler ve duvara tutunarak yükselmelerini sağlayan ek köklerdir. Örnek duvar sarmaşığı.
  4. Destek Kökleri : Tropik bölgelerin bataklıklarında yetişen ve bitkinin yumuşak olan bataklık topraklarına tutunmasını sağlayan gövdede meydana gelen ek köklerdir. Başlangıçta bu kökler incedir. Bataklık toprağına erişince kalınlaşır ve tıpkı gövde gibi olurlar.
  5. Asimilasyon Kökleri : Kloraplast içerdiklerinden asimilasyon yaparlar ve epitif bitkilerin gövdesinde şerit şeklinde yassılaşmış köklerdir. Örnek orkide
  6. Sömürme Kökleri (emeçler) : Parazit bitkilerin üzerinde yaşadıkları konak bitkinin besininden yararlanarak konak bitkinin iç dokularına doğru kökler gönderirler. Bu köklere sömürme kökleri yada emeçler denir. Örnek ökse otu, canavar otu, küsküt.
  7. Çekme Kökleri :  Bazı bitkilerin kökleri gelişimin bir devresinde kısalırlar ve köklerin yüzeyinde yer yer katmanlar meydana getirirler. Örnek; çiğdem, türk alacası.
  8. Diken Kökler : Kökler diken şeklini almıştır ve koruyucu görev üstlenmiştir. Örnek; palmiye.
 GÖVDE

Bitkilerin toprak üstünde yükselen kısmına gövde denir. Gövde, ana gövde, dal ve yapraklardan meydana gelir. Çiçekler, meyveler ve tohumlarda gövdenin üzerinde bulunur.

Gövdenin Görevleri:
  1. Yaprak ve çiçekleri üzerinde taşır, yeni yaprak ve çiçekleri meydana getirir.
  2. Üzerinde bulunan yaprakların iyi bir şekilde güneş ışınlarından yararlanmasını sağlar. Bunun için de uzunlamasına büyür ve dallanır.
  3. Gövde yapraklarla kökler arasında iletişimi sağlar.
  4. Vejetatif büyümeyi sağlar.
  5. Bazı bitkilerin gövdeleri çeşitli besin maddeleri görevini üstlenmiştir. Bu görevi yapmaya uygun bir şekilde gelişmiştir.
Dallanma Tipleri :
  1. Monopodial Dallanma : Ana gövde devamlı olarak gelişir ve ana gövde sürekli olarak yan dallardan daha hakim durumdadır. Monopodial dallanma sonucu koni piramit şekilli sivri ağaçlar oluşur. Örnek; kavak, meşe, köknar.
  2. Simpodial Dallanma : Yan dallar meydana geldikten sonra ana gövde büyümesini durdurur. Bu nedenle ana gövde yan dallardan daha zayıf gelişir ve yan dallar ana gövdeye hakim olur. Kestane, ıhlamur gibi bir çok top ağaçlar dallanır. Simpodial dallanma genellikle üç şekildedir.
    1. Monakazyum : Dallanma tek yan dal ile devam eder. Örnek; asma.
    2. Dikazyum : Dallanma karşılıklı iki yan dal ile devam eder. Örnek; ökse otu.
    3. Dleokazyum : Dallanma aynı bölgeden çıkan ikiden fazla yan dal ile devam eder.
Tomurcuklar:

Sürgünlerin üstünde belli aralıklarla sürgün ucuna doğru sıralanır. Sürgün ucu yine bir tomurcukla son bulur. Bazen tomurcuklar yaprak saplarının gövdeye bağlandığı yerlerde, bazen de bir yan dalın gövdeye bağlandığı yerlerde bulunurlar. Sürgün üstündeki tomurcuklara kış tomurcuğu denilirken, diğerlerine koltuk altı tomurcuğu denir. Yaşlı gövdeler üzerinde olup gözle fark edilemez olanlara da uyur tomurcuk denir. Tomurcuklar üst üste binmiş pulcuklardan oluşur. Pulcukların ortasında onların dış etkenlerden koruduğu sürgün doku bulunur. Sürgün doku zamanı gelince çiçek, yaprak yada dalları meydana getirir. Tomurcuk pulları soğuklara, mekanik etkilere ve hastalık etmenlerine karşı dayanıklı ve koruyucu yapılıştadır.

Etiyolleşme Nedir : Işığın azlığında boğum aralarının uzamasına denir. Örneğin tütün, patlıcan, domates fideleri ve süs bitkilerinde istenmez. Fakat kültür bitkileri ve marulda istenir. Marul yapraklarının gevrekleşmesini arttırdığı için istenir. Yapraklarını tükettiğimiz bitkiler etiyolleşmeyi ister.

Gövde Metamorfozları
  1. Rizom : Toprakta horizontal olarak yayılan üzerinde pulcuklar yada kökçükler bulunan toprak altı gövdesidir. Örnek; süsen, manisa lalesi
  2. Soğan : Etli ve sulu yapraklarla sarılı genç tepe tomurcuğu bulunan tabla şeklindeki gövde toprak altında yaşar. Örnek; mutfak soğanı, lale
  3. Yumru : Toprak altında kalan kısa, etli, şişkin gövdelerdir. Örnek; patates, sklamen
  4. Stolon : Toprak üstünde uzanan çok uzun boğumları olan ince yapılı gövdelerdir. Örnek; çilek
  5. Asimilatif Gövdeler : Kurak yerlerde gövde üzerindeki yaprakların dumura uğramasıyla asimilasyon görevini üstlenen gövdelerdir. Örnek; demir ağaç, katır tırnağı
  6. Skullent (etli) Gövdeler : Çöllerde ve kurak bölgelerde yaşayan bir kısım bitkiler gövdelerinde su depo edebilmektedir. Böyle bitkilerin vücut yapıları küre yada silindir biçimine dönüşmüştür. Bunlar gövdede bulunan parankima dokusunda su depo ederler. Bu bitkilere sukullent denir. Örnek; kaktüs, sütleğengiller
  7. Sülük Gövde : Sarılmaya ve tutunmaya yarayan kısa sürgünlerdir. Örnek; asma, tarla sarmaşığı
  8. Diken Gövde : Kısa yada uzun sürgünlerin diken haline dönüşmesiyle meydana gelmiştir. Örnek; kadın tuzluğu, ateş dikeni, biberiye
Odun Yapısı ve Özellikleri:

Tek çenekli bitkilerin gövdelerinde oduna rastlanmaz. Dolayısıyla gövdeleri sert değildir. Çift çeneklilerin bir yıllık otsu bitkilerinin gövdelerinde de odun yoktur. Odun ancak çok yıllıklarda görülür ve  odunu kambiyum yapar.

Kambiyum : Gövdenin merkezine doğru ürettiği ksileme elementleriyle birlikte odun denir. Odunu oluşturan ksilem elementleri trake, trakeid, sklarankimatik odun lifleri, odun parankiması ve öz kollardır.

YAPRAK

Yaprak bitkinin yanal organlarından biridir. Yaprak fotosentez ve transpirasyon (solunum) olaylarının sürekli gerçekleştiği bir fabrika gibidir.  Yaprak güneşteki sonsuz enerjiyi kimyasal enerjiye çevirme yeteneğine sahiptir. Atmosfere nem sağlar ve CO2 ile O2 dengesini korur.

Yaprağın Görevi ve Genel Özellikleri:

Görevleri :
  1. Fotosentez ve transpirasyon olaylarını gerçekleştirir.
  2. Metabolizma olayına katılır.
  3. Havalanmayı sağlar.
  4. Bunların sonucu CO2 ve O2 alışverişini gerçekleştirir.
  5. Bitkinin fiziki dengesini sağlar.
Yaprağın Kısımları :
  1. Yaprak Ayası (lamina) : Yaprağın yassılaşarak geniş bir yüzey teşkil eden kısmına yaprak ayası denir. Görevleri; fotosentez, transpirasyon, solunum, dengeleme görevleri vardır. Yaprak ayası damarlarla kaplıdır. Damarlar gövdeden yaprak sapı yoluyla yaprak ayasına ulaşan iletim demetleridir. Dört tip damar vardır.
    1. Basit Damarlanma : Çamgillerde vardır. Yaprak ayası daralmış ve iğne biçimini almıştır.
    2. Çatalsı Damarlama : Orta damar yoktur. Damarlama dipten itibaren eşit olarak iki kola ayrılarak devam eder.
    3. Paralel Damarlama : Uzunlamasına bir ana damar ve onu iki yanında paralel tali damarlar vardır. Tek çeneklilerde görülür. Örnek tahıllar.
    4. Ağsı Damarlama : Belirgin bir orta damar bulunur. Orta damardan çok sayıda yan damarlar çıkar. Birbirine paraleldir. Tüy şeklini andırırlar. Çift çeneklilerde yan damarlar an damardan bir dar açı ile ayrılarak meydana gelirler.
  2. Yaprak Sapı : Yaprak sapının uzunluğu bitkinin türüne göre değişir. Görevleri:
    1. Yaprağı gövdeye bağlar.
    2. Gövdeden iletim demetlerinin yaprak ayasına ulaşmasını sağlar.
    3. Yaprağın havadan ve ışıktan yeterince faydalanabileceği mesafede ve konumda tutar.
  3. Kulakçık (stipula) : Yaprak sapının gövdeye bağlandığı yerde bulunur. Kulakçık iki tane olup sapın iki yanında birer tanedir.
  4. Yaprak Kını (vagina) : Yaprak sapının gövdeye bağlandığı yerde gövdeyi saran kısmına kın denir. Görevi gövde ile arasında kalan tomurcuğu korumaktır. Genellukle tek çenekli ve şemsiye çiçeklilerde belirgindir. Tahıllarda yatmaya ve kırılmaya karşı direnç sağladığı gibi son boğum noktasında büyümeye devam eden sürgün ucunu korur.
  5. Kotiledon : Bitki henüz fide dönemindeyken yaprağa benzeyen, bitkinin gerçek yaprakları çıkana kadar bitkiyi besleyen yaprakçıktır.
  6. Heterofili : Bitkilerin yaprakları gençlik dönemlerinde başka, ergin dönemlerinde başka biçimdedir. Buna heterofili denir.
  7. Yaprak Şekilleri: Yeşil olan yaprak ayası çok değişik biçimler gösterir. Örneğin; elips, şerit, iğne, yuvarlak, yürek, böbrek, mızrak biçimlerinde yapraklar vardır. Çoğunlukla yaprak ayası parçalanmış olanlar görülür. Bunlara basit yaprak denir. Yaprak parçalarının her birine lob denir. Yaprak ayasının parçalanmasıyla oluşan yaprak tiplerine bileşik yaprak denir. Eğer bir yaprakçık ana damara dik eksen boyunca meydana gelmişse buna tüysü yaprak (pennat) denir. Tüysü yaprak tipinde en üstte tek bir yaprak varsa (ceviz, gül) tek tüysü, eğer uçtaki yaprak çift ise çift tüysü yaprak denir. Yaprakçıklar 2. ve 3. derecedeki yaprakçıklara ayrılmışsa ikili ve üçlü tüysü yaprakçıklar denir. Eğer yaprak 3 loba ayrılmışsa üçgül çok loba ayrılmışsa elsi yaprak denir.
Yaprak dizilişleri :

Yapraklar gövde ve dallar üzerindeki nodyumlarda rastgele değil belirli bir düzenle dizilirler. Bit bitki türü gövdesinde bir birini izleyen yapraklar arasındaki aralık değişmez. Her tür için sabit olan yapraklar arasındaki bu belli aralığa divergens denir. Divergens bir dairenin dilimleri şeklinde tanımlanır. Bir birini izleyen iki yaprağın arasındaki açıya divergens açısı denir. Yaprak dizilişleri üç gruba ayrılır.
  1. Karşılıklı Çapraz Yaprak Dizilişi : Bir nodyumda karşılıklı iki yaprak çıkar. Bir üstteki yada alttaki yaprak çifti bu çifte dik açıda bulunur. Divergens açısı 360/2 den 180° derecedir. Örnek; ballıbabagiller, karanfilgiller familyası üyeleri ayrıca leylak, ısırgan otunda karşılıklı çapraz yaprak dizilişi görülürü.
  2. Dairesel Yaprak Dizilişi : Bir nodyumdan ikiden fazla yaprak çıkıyorsa ve bunlar aynı dairenin çevresinde dizilmişlerse divergens açısı bu yaprakların sayısına bağlı olarak değişiklik gösterir. Divergens açısı 360/3=120  veya 360/5=72
  3. Spiral (sarmal) Yaprak Dizilişi : Bir nodyumdan sadece bir yaprak çıkar. Bunu ikinci nodyumdaki ikinci yaprak onu üçüncü boğumdaki üçüncü yaprak izler bu dizilişte belirli sayıdaki yapraklar bir daireyi tamamlar. Bir daireyi tamamlayan yaprak dizilişlerine bağlı olarak divergens açısı da değişir. İki yaprakta bir daireyi tamamlıyorsa 360/2=180 mısır, süsen üç yaprakta bir daireyi tamamlıyorsa 360/3=120 olur
Yaprak Metamorfozları:
  1. Etli Yaprak (sukkulent) : Su depo etme görevini üstüne aldıkları için böyle yapraklar etli, kalın ve şişman yapılış kazanmışlardır. Kurak bölgelerde görülür. Örnek; dam koruğu
  2. Besleyici Yapraklar : Mutfak soğanında olduğu gibi besin maddesince zengin, üst üste katlanmış beyaz renkli yapraklar. Yapraklar soğanın gövde tabanından çıkarlar. Örnek; lale
  3. Diken Yapraklar : Genelde yaprağın uç kısımları diken haline dönüşür. Örnek; kadın tuzluğu
  4. Çiçek Yapraklar : Bazı yapraklar bir çiçeğin stamen, pistil, ve çiçek örtüsüne dönüşmüştür. Yaprak değişikliğe uğrayarak bu yapıları oluşturur. Örnek; gül.
  5. Sülük Yapraklar : Bir kısım yapraklar incelerek sülük şeklini almışlardır. Ödevleri artık bitkiyi bir yere tutundurmaktır.
  6. Kapan Yapraklar : Böcekçil bitkilerde görülür. Bu bitkilerin yapraklarına bir böcek konunca yaprak kapanır ve hapsedilen böcek hazmedilir.