Bitkilerde Kalsiyum Noksanlığı ve Kalsiyum Fazlalığı

Bitkilerde Kalsiyum Noksanlığı

Toprak Ph'sı çok düşük olmadıkça bitkiler için yeterli kalsiyum toprakta bulunmamaktadır. Ancak aşırı Azot-Fosfor-Potasyum (N-P-K)'lı gübre tüketimine bağlı olarak üründe artış kalsiyum ihtiyacını artırmaktadır. Artan miktarda azotlu gübre kullanımına bağlı olarak toprakların asitleşmesi sonucu kalsiyum absorbe etme potansiyeli zayıflamaktadır.

Kalsiyum noksanlığının belirtileri ilk önce genç yapraklarda veya büyüme uçlarında ortaya çıkmaktadır. Noksanlık durumunda büyümede gerileme meydana gelmekte ve bitki çalımsı bir hal almaktadır. Genç yapraklar küçülmekte, yaprak uçları ve kenarları yukarı doğru kıvrılmakta, yaprak kenarlarında klorozlu benekler ve nekrotik lekeler belirmektedir.

Bitkilerde Kalsiyum Noksanlığının Nedenleri
  1. Aşırı azotlu (N) özellikle (NH4) amonyumlu gübreleme
  2. Toprakta aşırı tuzluluk
  3. Bor ve potasyum fazlalığı
  4. Yüksek sıcaklık ve nispi nem
  5. Düzensiz sulama ve uzun süreli kuraklık periyotları
  6. Drenajın kötü olmasına bağlı olarak toprağın ıslak olması
  7. Bitkilerin hızlı büyümesi
Acı benek meyvelerde sık rastlanan bir fizyolojik kalsiyum noksanlığıdır. Yeterli düzeyde kalsiyum bulunmaması durumunda meyveler zamanından önce olgunlaşır. Dokuları gevşek olan bu meyvelerin depo ömrü az olur. Kalsiyum noksan topraklarda nodül oluşturan bakteri miktarı azdır. Bu nedenle baklagillerle gerçekleştirilen azot fiksasyonu olumsuz etkilenir.

Bitkilerde Kalsiyum Fazlalığı

Pratikte fazlalığı rastlanmaz. Fakat aşırı miktarda kullanılan kalsiyum tuzlarının (CI) veya (SO4²) iyonları birtakım zararlanmalara neden olur. Toprakta aşırı miktarda bulunan bor, magnezyum, çinko gibi kalsiyum alımını azaltarak kloroza sebep olur.
Devamını oku »

Potasyumun Bitki Gelişimi Üzerine Etkileri Nelerdir?

1- Potasyum Noksanlığının Kök Gelişimi ve Büyümeye Üzerine Etkisi

Potasyum noksanlığında kök gelişimi daha az, cılız ve yüzeysel kök görülür. Potasyum noksanlığı görülen bitkilerde çoğunlukla azot yüksek, karbonhidrat düşük düzeydedir. Bunun sonucu olarak kökün gelişmesi ve büyümesi olumsuz etkilenir.

2- Potasyum Noksanlığının Soğuğa Dayanıklılığa Karşı Etkisi

Potasyum noksanlığı gösteren bitkiler stres koşullarına dayanıksız olurlar. Soğuk ta bir stres koşulu olduğu için olumsuz etkilenir.

3- Bitkilerde Yatma Üzerine Potasyumun Etkisi

Ortamda potasyumun az olması karbonhidrat oranını azaltır, azot miktarını artırır. Bu da bitki de yatmaya neden olur. Sapın gelişmesi karbonhidrat oranı ile yakından ilgilidir.

4- Potasyumun Hasat Zamanına Etkisi

Potasyum noksanlığı hasat zamanını geciktirir. Çünkü potasyum olgunlaştırmayı teşvik edici olarak kullanılır. Eğer noksanlık varsa olgunlaşma gecikir.

5- Azotun Etkinliği Üzerine Potasyumun Etkisi

Azotun daha fazla faydalı olabilmesi için potasyuma ihtiyaç vardır. Potasyum azotun etkinliği üzerine önemli etkiye sahiptir. Azottan daha fazla faydalanmak için potasyumun etkinliğini artırmalıyız fakat sınırsız değildir. Sürekli artırırsak potasyumun toksik etkisi ortaya çıkar. (Azotun etkinliğini artırmak için potasyum miktarını (oranını) artırmalıyız.

6- Hastalıklara Karşı Dayanıklılığa Karşı Potasyumun Etkisi

Bitkilerin hastalık ve zararlılara karşı direnç kazanmasında önemli bir etkiye sahiptir. Direnci artırır.
Devamını oku »

Bitkilerde Potasyum Noksanlığı ve Potasyum Fazlalığı

Potasyumun hasat zamanını öne çekme, olgunlaşma ve ürün kalitesini artırma gibi faydaları vardır. Potasyum noksanlığı meyve tutumu zamanında daha fazla görülür. Potasyum noksanlığının en önemli belirtisi yaprak kenarlarında ve sürgün uçlarında başlayıp içe doğru kıvrılma meydana gelmesidir.

Potasyum Noksanlığında
  1. Potasyum noksanlığı genellikle katyon değişim katsayısı düşük asit topraklarda görülür.
  2. Organik madde içeriği yüksek olan topraklarda yüksek oranda görülür.
  3. Toprak neminin azlığı çözünürlüğü azaltacağından noksanlığın görülmesine neden olur.
  4. Antagonisttik etki (kalsuyum-potasyum ve amonuyum-potasyum) birinin varlığı diğerinin alımını engeller.
  5. Topraktaki kalsiyum magnezyum oranı önem taşır. (K-mg  2/1-5/1) toprakta bulunan potasyumun %50' sini kadardır, toprakta bulunan magnezyumun %20'si kadardır.
  6. Fakir topraklarda bitki türüne göre farklı oranlarda noksanlık görülür.
  7. Enzim reaksiyonları üzerine katalizör etkisi (potasyum noksanlığında bitkilerdeki enzim aktivitelerinde azalma görülür).
  8. Noksanlık büyüme başlangıcında çok, daha sonra az görülür.
  9. Potasyum noksanlığında boğum aralarında daralma ve rozetleşme meydana gelir.
  10. Yapraklarda klorofil miktarı artacağından yaprak rengi koyulaşmakta ve mavimsi yeşil bir renk almaktadır.
  11. Büyümede gerileme meydana gelir, yaprak kenarlarında kıvrılma yaşlı yapraklarda önceden meydana gelir, zararlanma yaprak uçlarında başlar.
  12. İlerleyen dönemlerde yaprak üzerinde beyaz, sarı, kahverengi lekelenmeler olur.
  13. Hıyarda meyve ucunda daralma, domateste yaprak koyu yeşil renk alır.
  14. Bitkilerde turgor basıncı düşer, bitkiler gevşek dokulu bir yapı kazanır, raf ömrü azalır.
Potasyum Fazlalığı

Potasyum fazlalığı (Mg, Ca, B, Zn, Mn) noksanlığına sebep olur. Meyve kalitesini olumsuz etkiler, elmalarda acı benek görülür, ürünün raf ömrünü kısaltır.
Devamını oku »

Fosfor Noksanlığının Bitkideki Belirtileri Nelerdir?

  1. Fosfor noksanlığında yaprak gelişimi ve yaprakların yüzey alanı küçüldüğünden ve sayıca azaldığından fotosentez azalır.
  2. Buna karşın protein içeriği ve klorofil içeriğinde bir azalma görülmez. Kimi durumlarda klorofil içeriği artar buna bağlı olarak ta yaprak koyu yeşil renk alır.
  3. Fosfor noksanlığında kök büyümesi gövde büyümesinden daha fazla etkilenir.
  4. Fosfor noksanlığında bitkiler daha geç çiçek açar ve çiçek sayısında ciddi şekilde azalma görülür. Bu da meyve oluşumu ve tohum sayısını azaltır.
  5. Genel olarak büyümede gerileme, renkte kızarma (kahverengileşme), tohum (meyve) sayısında azalma, cılız gövde ve yaprak renginde koyulaşma meydana gelir.
  6. Sebzelerde fosfor noksanlığı bitki gelişmesindeki yavaşlama ve olgunlukta gecikme şeklinde ortaya çıkar.
  7. Bazı bitkilerde yapraklarda veya yaprak damarları boyunca pembemsi renk kendini gösterir.
  8. Fosfor noksanlığı görülen bitkilerde saçak kökler zayıf gelişir. Bitkilerin meyveleri geç veya yavaş olgunlaşır. Meyveler normale göre küçük ve tohum ağırlığı daha azdır.
Devamını oku »

Toprakta Yeterli Fosfor Bulunduğu Halde Bitkinin Alamayışının Nedenleri Nelerdir?

  1. Fosfor zor eriyen, zor alınan bir element olduğundan bitki tarafından alınımı daha zordur ve toprakta bulunsa dahi alınamayabilir.
  2. Ph' sı yüksek olan topraklar da çözünmeyi azalttığı için fosfor alınımını azaltır. Ph'sı düşük topraklarda (4-4,5 civarında) ise çözünmeyi hızlandıracağından alınımını artırır. 
  3. Sıcaklık; Yüksek sıcaklıkta hareketliliği ve alınabilir ligi artırdığından teşvik etmekte ve düşük sıcaklık fosforun alınımını azaltmaktadır.
  4. Nem; Havadaki nemin yüksek olması su ve suda erimiş besin elementlerinin alınımını artırır. Toprak neminin fazla olması ise toprak ısısını düşüreceğinden alınımını azaltır.
  5. Toprak Textürü ve Sixtürü; Ağır yapılı ve killi topraklar besini tutacağından alınımı zorlaştırır. Hafif topraklar ise besin alınımını kolaylaştırır.
  6. Besin elementlerinin cinsi
  7. Genetik Özellikler; Yüksek düzeyde fosfora ihtiyaç duyan bitkilerde fosfor noksanlığı daha fazla olurken, fosfor ihtiyacı az olan bitkilerde noksanlık daha az görülür. 
Devamını oku »

Bitkilerde Fosfor Noksanlığı ve Fazlalığı

Bitkilerde Fosfor Noksanlığı

Fosfor makro besin elementlerinden önemli bir elementtir. Tüm bitkilerin ihtiyaç duyduğu bir elementtir. Fosfor kök gelişimi ve çiçeklenmeye etkilidir. Klorofil sentezinde etkilidir.
Gelişme Devreleri

       25%       25%       25%          25%
      75%                                25%

Gelişme devresi boyunca bitkiye vereceğimiz fosforun %75'ini ilk %25'lik dönemde ihtiyaç duyar. Bu da taban gübrelemesi yapmamızı ve bitkinin kök gelişiminde daha çok fosfora ihtiyaç duyduğunu gösterir. Kalan %25'lik kısmının ise yaklaşık %20'sini çiçeklenme döneminde ihtiyaç duyar ve kullanırız. Son %25'lik dönemde neredeyse bitkinin fosfor ihtiyacı biter diyebiliriz. Yani meyve döneminde bitkinin fosfora ihtiyacı kalmaz.
Fosforu diğer besin elementlerinden ayıran özellik fosforun çok zor ve geç çözünmesidir. Özellikle kuraklık ve düşük sıcaklık fosforun alımını zorlaştırır. Kuraklıkta suyun azlığından çözünemezken, düşük sıcaklıkta ise düşük sıcaklıklı topraklarda çözünmesi zor olur.
Güz üretiminde toprak sıcaklığı giderek azaldığından üretimin son zamanlarında fosfor noksanlığı fazla iken, bahar üretiminde ise üretimin başında toprak henüz ısınmadığı için fosfor noksanlığı fazla olur.
Fosfora bitkinin klorofil sentezinden başlayıp, vejetatif gelişme (vs.) tüm dönemlerde ihtiyacı vardır. Fakat daha az ihtiyaç duyulur. En fazla kök gelişimi ve çiçeklenme döneminde ihtiyaç duyulur.
Fosfor noksanlığında kökler daha derine inerler fakat köklerin gövde kalınlığı azalır, incelir ve saçaklanma azalır. Bitkiler daha geç çiçek açar, çiçek dökülmesi yapar, çiçeklerin çok azı meyveye dönüşür (aşırı kuraklık, aşırı sıcaklık, sıcak esen kuru rüzgarlar gibi nedenler göz önünde bulundurulmalıdır), çiçeklenmenin gerilemesi ve meyveye dönüşümün az olması tohum oluşumunu azaltır. Örneğin; mısırda yapraklar koyu yeşil renk alır, yapraklarda morarma ve daralma, tohum sayısı az olur.
Sebzelerde; gelişmede ciddi bir yavaşlama, yapraklarda pembemsi renk, meyveler yavaş ve geç olgunlaşır. Domateste sap ince yapraklar dar olur.
Asit topraklarda fosfor noksanlığı alüminyum toksitesini (zehirlenme) tetikler. Asitli (P) düşük (Al) toksitesini ortaya çıkarır.
Alüminyum toksitesini gidermenin yolu Ph'yı yükseltmektir. Ph' yı yükseltmek için kalsiyum içerikli gübreler kullanılır.
Oksijen noksanlığı fosforun alımını engeller. Sıkışmış topraklarda oksijen noksanlığı durumunda fosfor alımı zorlaşır.
Yumrulu bitkilerde fosfor noksanlığında yumru çapı küçük yeterli ise büyüktür.
Fosforun hasat zamanı üzerine etkisi; fosfor bitkilerde generatif gelişmeyi tetikler noksanlığı ise hasat zamanında gerileme meydana getirir. Bitkiye yeterli fosfor verilirse erkencilik teşvik edilir.
Hastalıklara dayanıklılık bakımından yetersiz fosfor bitkiyi hastalıklara hassas hale getirir. Fosfor noksanlığı olan topraklarda kök çürümelerine neden olur.
Fosforun olması gerekenden fazla olması durumunda demir ve çinko noksanlığı görülür. (P) fazla ise (Fe, Zn, Ca, B, Cu,Mu) alımı engellenir. Bitkilerin hastalıklara karşı dayanıklılığı azalır, virüs hastalıkları ortaya çıkar, bahçe bitkilerinde sclorentina nın neden olduğu hastalıklar ortaya çıkar.

Toprakta Yeterli Fosfor Bulunduğu Halde Bitkinin Alamayışının Nedenleri Nelerdir?
  1. Fosfor zor eriyen, zor alınan bir element olduğundan bitki tarafından alınımı daha zordur ve toprakta bulunsa dahi alınamayabilir.
  2. Ph' sı yüksek olan topraklar da çözünmeyi azalttığı için fosfor alınımını azaltır. Ph'sı düşük topraklarda (4-4,5 civarında) ise çözünmeyi hızlandıracağından alınımını artırır. 
  3. Sıcaklık; Yüksek sıcaklıkta hareketliliği ve alınabilir ligi artırdığından teşvik etmekte ve düşük sıcaklık fosforun alınımını azaltmaktadır.
  4. Nem; Havadaki nemin yüksek olması su ve suda erimiş besin elementlerinin alınımını artırır. Toprak neminin fazla olması ise toprak ısısını düşüreceğinden alınımını azaltır.
  5. Toprak Textürü ve Sixtürü; Ağır yapılı ve killi topraklar besini tutacağından alınımı zorlaştırır. Hafif topraklar ise besin alınımını kolaylaştırır.
  6. Besin elementlerinin cinsi
  7. Genetik Özellikler; Yüksek düzeyde fosfora ihtiyaç duyan bitkilerde fosfor noksanlığı daha fazla olurken, fosfor ihtiyacı az olan bitkilerde noksanlık daha az görülür. 
Devamını oku »

Azotun Bitki Gelişmesi Üzerine Etkileri

1- Azotun Bitkilerin Karbonhidrat İçerikleri Üzerine Etkisi

 Gelişme ortamına uygulanan azot miktarındaki artışa bağlı olarak bitkilerde karbonhidrat içeriği azalır. Yani karbonhidrat/azot dengesi bozulur. Gereğinden fazla azot bitkilerde şeker sentezini olumsuz etkiler.

2- Azotun Bitki Suyu Üzerine Etkisi (Succulence)

 Azotun protoplazma miktarını artırması ve protoplazmanın da su içeriğinin yüksek olması nedeniyle azot dolaylı olarak bitki suyu üzerine olumlu etki yapar. Azotlu gübre lif bitkilerinde ürün miktarını artırırken, yüzde lif oranının düşmesine yol açar. Fazla azot lif bitkilerinde uzunluk, çap, kırılmaya karşı direncin azalması gibi lif niteliğini olumsuz etkiler.

3- Azotun Kök Büyümesi ve Tepe/Kök Oranı Üzerine Etkisi

 Toprağa uygulanan azot miktarı ile ilgili olarak bitkinin tepe büyümesi kök büyümesine göre daha fazladır. Yeterli düzeyde azot bulunmayan ortamda bitkinin kökleri uzun, ince ve az dallanmış olmasına karşın, azotun yeterli olması durumunda kökler kısa kalın ve iyi dallanmış bir gelişme gösterir.
Genellikle yarayışlı azot yönünden yoksul olan ortamda yetiştirilen bitkilerde kök sistemi göreceli olarak daha iyi büyümekte ve toprak üstü organlarda büyüme göreceli olarak az olmaktadır.
Bitkiye yarayışlı azotun fazla bulunduğu ortamda ise kökün göreceli olarak daha az büyümesine karşın bitkinin toprak üstü organları daha fazla büyümektedir.
Azot yönünden yoksul topraklara azotun uygulanması sonucunda köke göre toprak üstü organlar daha fazla büyümektedir. Fakat belli bir düzeyden sonra kök ve toprak üstü organların büyümesi gerilemektedir.

4- Azotun Tane ve Meyve Verimi Üzerine Etkisi

 Azot düzeyi yüksek olan ortamlarda yetişen bitkilerde vejetatif gelişmenin fazla olmasının sonucu olarak azot tane ve meyve verimini olumsuz yönde etkiler. Azotun az olması da tane ve meyve verimini olumsuz yönde etkiler.

5- Azotun Bitkilerde Yatma Üzerine Etkisi

 Ortamda gerekenden fazla azot bulunması bitkilerin yatmasına yol açar. Bu durum azotun sap, dal, yaprak gibi vejetatif organların fazlaca gelişmesi ile ilgilidir. Fazla azot bitkilerde kırılmaya karşı direnci azaltır. Yatma tahıllarda önemli bir sorundur. Tahıllarda yatmayı önlemek için;
  1. Yatmaya dayanıklı çeşitler geliştirmek
  2. Hormon ve benzeri kimyasal maddeler uygulamak suretiyle vejetatif gelişmeyi önlemek
  3. Azotlu gübreleri yeterli düzeyde ve olabildiği kadar geç kullanmak gerekmektedir.
6- Azotun Hasat Zamanı Üzerine Etkisi

 Azotun ortamda gereğinden fazla bulunması, hasat zamanının gecikmesine neden olur. Hasat ın gecikmesi ise yağışların erken başlaması ve ilk donun erken görüldüğü yerlerde önemlidir. Ayrıca pazarlama ve ürün kalitesi yönünden de önemlidir. Tarla bitkilerinde hasat zamanı ile meyvelerin olgunlaşma zamanı üzerine azotun etkisi değerlendirilirken;
  1. Toprağın azot durumu
  2. Toprağa uygulanacak azot miktarı
  3. Azotun toprağa uygulanma zamanı
  4. Bitkinin özelliği dikkate alınmalıdır.
7- Azotun Bitkilerin Hastalıklara Karşı Dayanıklılığı Üzerine Etkisi

Ortamda azotun gereğinden fazla olması bitkilerde mantarı hastalıkların gelişmesine neden olmaktadır. Örneğin arpada kahverengi pas hastalığı
Azot fazlalığı taze, yeşil ve genç bitki dokularında patojenlere karşı dayanıklılığına artmasına, parazitlere karşı dayanıklılığın azalmasına neden olmaktadır.
Bitkilerin özellikle aşırı azottan dolayı hücrelerinin genişlemesi gibi stres koşulları bitkileri hastalandırır.
Devamını oku »

Bitkilerde Azot Fazlası

Bitkilerde Azot Fazlası

Bitkilerde azotun fazla olması vejetatif gelişmeyi ve tahıllarda kardeşlenmeyi artırır. Bitkide karbonhidrat ve azotlu bileşikler arası denge bozulduğundan, bitkilerde mekanik destek sağlayan dokular zayıflar. (Tahıllarda yatma, başak oluşumu ve hasat işlemlerini olumsuz etkiler.

Aşırı azot kullanımı hücre genişlemesine, parankima hücresinin sklerankima hücresine göre artmasına sebep olur. Bu durum ise dokularda yumuşamalara, enfeksiyonlara karşı direncin azalmasına ve dona karşı hassasiyetin artmasına neden olur. Azot fazlalığında bitkiler koyu mavimsi yeşil renk alırlar. Vejetatif gelişme dönemi uzar ve yoğun olur.

Bitkiye azot fazla verilirse uzun, cılız ve az dallanmış kök, düzenli verilirse kalın ve dallanmış kökler oluşur.

Büyümedeki gerilemeyi dikkate almazsak fosfor noksanlığının belirtileri azot fazlası ile birbirine benzemektedir. Fakat fosfor noksanlığında büyümede gerileme vardır, renkte koyulaşma ve yapraklarda daralma vardır.
Devamını oku »

Bitkilerde Azot Noksanlığı ve Fazlalığı

Bitkilerde Azot Noksanlığı

Bitkilerde azot noksanlığının somut belirtisi yapraklarda görülen genel sararmadır. Sararma yaşlı yapraklardan başlayarak genç yapraklara doğru gelişir. Yaşlı yapraklarda solma başlayıp sarı renk oluşurken genç yapraklar bir süre yeşil renklerini korur. Fakat dikkatle gözlendiğinde genç yapraklarda yeşil renk olması gerekenden daha açık olur.

Azot Noksanlığı Gösteren Bitkilerde Kloroz (sararma) nın Temel Nedeni Nedir?

Proteinlerin parçalanması, plastidlerin parçalanması, bunların sonucu olarak klorofil sentezinin gerilemesi veya durmasıdır. Buda kloroza neden olur. Açık yeşilden sarı renge dönüşen bitki  yaprakları CO2 çözümleme yeteneklerini yitirir ve ölürler. Bu olay yavaş yavaş ve sürekli bir biçimde gelişerek ortaya çıkar ve önce yeşil yapraklarda başlar.

Azot noksanlığı bitkilerde vejetatif gelişmeyi geriletirken generatif faaliyetlerin hızlanmasına ve ürün miktarının önemli düzeyde azalmasına neden olur. Erken olgunlaşan taneler küçük ve sayıca az olur. Noksanlığın derecesine bağlı olarak, bitkilerde az yada çok bodur büyüme görülür. Bitkilerde gövdenin uzunlamasına büyümesi gerilediği gibi kalınlığı da azalır. Genelde kök/gövde oranı artar. Sürgün oluşumu gerilerken özellikle yapraklarda büyüme azalır. Genç yapraklar küçük ve ensiz olur.

Bir besin elementinin mobilitesi yüksek ise yaşlı, düşük ise genç yapraklarda kloroz başlar. Bu da hareketle ilgilidir.

Kloroz yaşlı yapraklarda görüldükten sonra azotu tüketme hızı ile ilgili olarak değişik zaman ve dönemlerde görülür. Örneğin; hava sıcaklığı düşük, nem yüksek ise hızlı, hava sıcaklığı yüksek, nem düşük ise yavaştır. Yani tüketim hızlı ise noksanlık çabuk görülür.)

Bitkilerde Azot Fazlası

Bitkilerde azotun fazla olması vejetatif gelişmeyi ve tahıllarda kardeşlenmeyi artırır. Bitkide karbonhidrat ve azotlu bileşikler arası denge bozulduğundan, bitkilerde mekanik destek sağlayan dokular zayıflar. (Tahıllarda yatma, başak oluşumu ve hasat işlemlerini olumsuz etkiler.

Aşırı azot kullanımı hücre genişlemesine, parankima hücresinin sklerankima hücresine göre artmasına sebep olur. Bu durum ise dokularda yumuşamalara, enfeksiyonlara karşı direncin azalmasına ve dona karşı hassasiyetin artmasına neden olur. Azot fazlalığında bitkiler koyu mavimsi yeşil renk alırlar. Vejetatif gelişme dönemi uzar ve yoğun olur.

Bitkiye azot fazla verilirse uzun, cılız ve az dallanmış kök, düzenli verilirse kalın ve dallanmış kökler oluşur.

Büyümedeki gerilemeyi dikkate almazsak fosfor noksanlığının belirtileri azot fazlası ile birbirine benzemektedir. Fakat fosfor noksanlığında büyümede gerileme vardır, renkte koyulaşma ve yapraklarda daralma vardır.

Azotun Bitki Gelişmesi Üzerine Etkileri

1- Azotun Bitkilerin Karbonhidrat İçerikleri Üzerine Etkisi

 Gelişme ortamına uygulanan azot miktarındaki artışa bağlı olarak bitkilerde karbonhidrat içeriği azalır. Yani karbonhidrat/azot dengesi bozulur. Gereğinden fazla azot bitkilerde şeker sentezini olumsuz etkiler.

2- Azotun Bitki Suyu Üzerine Etkisi (Succulence)

 Azotun protoplazma miktarını artırması ve protoplazmanın da su içeriğinin yüksek olması nedeniyle azot dolaylı olarak bitki suyu üzerine olumlu etki yapar. Azotlu gübre lif bitkilerinde ürün miktarını artırırken, yüzde lif oranının düşmesine yol açar. Fazla azot lif bitkilerinde uzunluk, çap, kırılmaya karşı direncin azalması gibi lif niteliğini olumsuz etkiler.

3- Azotun Kök Büyümesi ve Tepe/Kök Oranı Üzerine Etkisi

 Toprağa uygulanan azot miktarı ile ilgili olarak bitkinin tepe büyümesi kök büyümesine göre daha fazladır. Yeterli düzeyde azot bulunmayan ortamda bitkinin kökleri uzun, ince ve az dallanmış olmasına karşın, azotun yeterli olması durumunda kökler kısa kalın ve iyi dallanmış bir gelişme gösterir.
Genellikle yarayışlı azot yönünden yoksul olan ortamda yetiştirilen bitkilerde kök sistemi göreceli olarak daha iyi büyümekte ve toprak üstü organlarda büyüme göreceli olarak az olmaktadır.
Bitkiye yarayışlı azotun fazla bulunduğu ortamda ise kökün göreceli olarak daha az büyümesine karşın bitkinin toprak üstü organları daha fazla büyümektedir.
Azot yönünden yoksul topraklara azotun uygulanması sonucunda köke göre toprak üstü organlar daha fazla büyümektedir. Fakat belli bir düzeyden sonra kök ve toprak üstü organların büyümesi gerilemektedir.

4- Azotun Tane ve Meyve Verimi Üzerine Etkisi

 Azot düzeyi yüksek olan ortamlarda yetişen bitkilerde vejetatif gelişmenin fazla olmasının sonucu olarak azot tane ve meyve verimini olumsuz yönde etkiler. Azotun az olması da tane ve meyve verimini olumsuz yönde etkiler.

5- Azotun Bitkilerde Yatma Üzerine Etkisi

 Ortamda gerekenden fazla azot bulunması bitkilerin yatmasına yol açar. Bu durum azotun sap, dal, yaprak gibi vejetatif organların fazlaca gelişmesi ile ilgilidir. Fazla azot bitkilerde kırılmaya karşı direnci azaltır. Yatma tahıllarda önemli bir sorundur. Tahıllarda yatmayı önlemek için;
  1. Yatmaya dayanıklı çeşitler geliştirmek
  2. Hormon ve benzeri kimyasal maddeler uygulamak suretiyle vejetatif gelişmeyi önlemek
  3. Azotlu gübreleri yeterli düzeyde ve olabildiği kadar geç kullanmak gerekmektedir.
6- Azotun Hasat Zamanı Üzerine Etkisi

 Azotun ortamda gereğinden fazla bulunması, hasat zamanının gecikmesine neden olur. Hasat ın gecikmesi ise yağışların erken başlaması ve ilk donun erken görüldüğü yerlerde önemlidir. Ayrıca pazarlama ve ürün kalitesi yönünden de önemlidir. Tarla bitkilerinde hasat zamanı ile meyvelerin olgunlaşma zamanı üzerine azotun etkisi değerlendirilirken;
  1. Toprağın azot durumu
  2. Toprağa uygulanacak azot miktarı
  3. Azotun toprağa uygulanma zamanı
  4. Bitkinin özelliği dikkate alınmalıdır.
7- Azotun Bitkilerin Hastalıklara Karşı Dayanıklılığı Üzerine Etkisi

Ortamda azotun gereğinden fazla olması bitkilerde mantarı hastalıkların gelişmesine neden olmaktadır. Örneğin arpada kahverengi pas hastalığı
Azot fazlalığı taze, yeşil ve genç bitki dokularında patojenlere karşı dayanıklılığına artmasına, parazitlere karşı dayanıklılığın azalmasına neden olmaktadır.
Bitkilerin özellikle aşırı azottan dolayı hücrelerinin genişlemesi gibi stres koşulları bitkileri hastalandırır.
Devamını oku »

Freesia Yetiştiriciliği

Freesia Çiçeğinin Sistematiği

Latince Adı    : Freesia Spp.
Familyası       : İridaceae
Anavatanı      : Güney Afrika'dır.

Freesia Çiçeği Hakkında Genel Bilgi

Freesia çok çeşitli renklerde (sarı, beyaz, pembe, mor, kırmızı, mavi) yalınkat veya katmerli formlarda olabilir. Çiçekler gövdenin sonunda 90°C'lik açıyla yer alan bir başağın üzerinde taşınırlar. Her başakta 8-10 kandil bulunur. Her kandilin çapı 5 cm kadardır. Parfüm sanayiinde kullanılması Freesia yı değerlendirir. Korm özelliği bakımından Glayöl' e benzer. Kormlar dikildikten bir süre sonra üzerinde yeni kormlar gelişmeye başlar. Yeni korm büzülen eski korm ve köklerin üzerinde meydana gelir.
Ortalama bitki boyu 50-75 cm'dir. Fakat günümüz kesme çiçekçiliğinde genellikle uzunluk 35-50 cm, saksı çiçekçiliğinde 25-35 cm'dir. Avantajı ise serayı çok kısa süre kullanması ve kış aylarında sıcaklık isteğinin az olması nedeniyle fazla sera sıcaklığına ihtiyaç duymamasıdır.

Freesia Çiçeğinin Yetiştirme İstekleri

1- Işık

Işığın etkisi söz konusu olduğunda gün uzunluğu ve ışık şiddeti dikkate alınmalıdır.

a) Gün Uzunluğu

Gün uzunluğunun etkisi sıcaklığın etkisinden daha azdır ve çeşitten çeşide farklılık gösterir. Çiçeklenmenin kısa gün uygulamasıyla hızlandırıldığı, uzun gün koşullarında çiçek sayısının azaldığı, yavru sayısının kısa gün koşullarında arttığı bilinir.

b) Işık Entansitesi

Düşük ışık entansitesinde başak üzerinde yer alan çiçek tomurcuğu sayısı azalır (bir kaç adet ile sınırlı kalır) ve hiç gelişme göstermeyebilir. Düşük ışık entansitesi ile birlikte yüksek sıcaklık ta söz konusu olursa bitkiler zayıf gelişme gösterir ve buna paralel olarak yan sürgün sayıları azalır.
Yüksek ışık entansitesi yan tomurcuklar ile çiçek tomurcuklarının gelişmesini teşvik eder. Yüksek ışığın olduğu yaz aylarında sıcaklığın da yüksek olduğu durumlarda çiçek kalitesini olumsuz yönde etkileyeceğinden sıcaklığın düşük tutulabilmesi için gölgeleme yapılmalıdır.

2- Sıcaklık

Sıcaklık Freesia' nın çiçeklenmesi ve gelişmesi üzerinde en etkili faktördür. Sıcaklık 14-18°C' de iken gelişme en hızlıdır. Sıcaklık 18°C' nin üzerinde çiçeklenme gecikme gösterir ve bitki daha çok uzayıp fazla sayıda yaprak oluşturur. Eğer sıcaklık uzun süre yüksek kalırsa hiç çiçeklenme olmayabilir.
9°C ve 12°C gibi düşük sıcaklıklarda da çiçeklenme gecikebilir. Bununla birlikte yapraklar ve çiçek sapı kısa kalabilir.
Dikimden sonra ilk 6 haftalık periyotta toprak sıcaklığı dikim zamanına bağlı olmaksızın 14-18°C dolayında olmalıdır. Bu çiçek taslağı oluşumunu hızlandıran sıcaklık aralığıdır.
Mayıs ve Eylül ayları arası dönemde sera sıcaklığı 18-21°C' nin üzerine çıkmaktadır. Bu dönemde sera sıcaklığında fazla artış olmaması için alınacak önlemler;
  1. Normalden derin dikim yapılmalı
  2. Dikim sonrası toprak torf, saman veya ibreli yaprakları ile örtülmeli
  3. Toprak ve malç materyali nemli tutulmalı
  4. Soğuk su ile püskürtme sulama yapılmalı
  5. Toprağa direkt gelen güneş ışınlarından korumak için gölgeleme yapılmalı
  6. Sera özellikle akşamları iyice havalandırılmalıdır.
Kısa gün koşullarındaki aylar boyunca ve 14-18°C'deki ilk 6 haftadan sonra sıcaklık gece 8-10°C'de tutulmalıdır.
Mart ve Nisan aylarında sıcaklık ışık entansitesine bağlı olarak kademe kademe artırılmalıdır. Ocak-Şubat ta 8-10°C olan sıcaklık, Mart ve Nisan ayında 12-15°C' ye yükseltilmelidir.
Eylül-Ekim-Kasım aylarında ise sıcaklık kademe kademe düşürülmelidir. Eylülde 18°C civarında, Ekimde 10-13°C ve Kasımda 8-10°C' ye düşürülmelidir.

3- Oransal Nem

Geniş nem dalgalanmalarından mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Geniş nem dalgalanmalarını önlemek için uygun zamanlarda gölgeleme ve havalandırma yapılmalıdır. Çok güneşli havalarda bitkiler arası hava sirkülasyonu azalacağından su püskürtülür.

4- Toprak

Freesia nemli toprak tiplerinde iyi gelişme gösterir. Suyu iyi tutabilen, drenaj yeteneği iyi olan, humus içeren, Ph' sı 6,5-7,2 olan hafif kumlu toprakları tercih eder.
Freesia toprak tuzluluğuna çok duyarlıdır. Bu nedenle dikim öncesi toprak tuzlu ise yıkanmalıdır.

Freesia Yetiştirmek için Uygun Harç;

2 kısım bahçe yada orman toprağı
1 kısım yanmış çiftlik gübresi
1 kısım dişli dere kumudur.

Toprak kesinlikle sterilize edilmeden kullanılmamalıdır. Bir kez Freesia üretiminde kullanılan toprak 3 yıl kullanılmamalıdır.

Freesia Dikim Teknikleri

Sterilizasyondan sonra 1m³ harca 2-2,5 kg. Süper Fosfat ve 2 kg. Potasyum Sülfat iyice karıştırılarak temel gübreleme yapılır.
Eğer harç hazırlanırken organik madde kaynağı olarak ahır gübresi yerine torf kullanılmışsa;

70-15 kg/da TSP
130-350 kg/da Potasyum Sülfat
80/240 kg/da Magnezyum Sülfat
15/30 kg/da Amonyum Nitrat gerekebilir.

Kormlar
  1. Direkt olarak sera yastıklarına veya gerektiğinde üstü kapatılabilecek bir yerde açığa,
  2. Saksılara dikilebilirler
Yastıklara dikim yapılacaksa yastıkların genişliği 1-1,20 m. olmalıdır. Sonbahar çiçeği için nisan başı, erken ilkbahar çiçeği için ise eylül ayında dikim yapılır. Düşük sıcaklıktan hoşlandığı ve yaz dönemi yetiştiriciliği masraflı olduğundan kış yetiştiriciliği tercih edilir.

Freesia Çiçeği Üretim Teknikleri

1- Tohumdan Üretim

Nisan başından haziran ayı ortalarına kadar ekilebilir. Çiçeklenme Ekim ayında başlar ve Ocak ayı sonuna kadar devam eder.
Optimum çimlenme sıcaklığı 18-21°C' dir. 24°C' nin üstündeki sıcaklıklarda çimlenme oranı düşer. Çimlenmede sıcaklık kadar nem de önemlidir. Toprak sürekli nemli olmalı fakat saksı içerisinde su birikmemesine dikkat edilmelidir.
Gübreleme işlemine çimlenmeden 8 hafta sonra başlanmalıdır. Bu süreden sonra ayda ayda bir 2 kısım Amonyum Sülfat, 1 kısım Potasyum Sülfat karışımı her saksıya 1 çay kaşığı hesabıyla verilir. Gübreleme yapılırken saksı toprağı mutlaka nemli olmalıdır ve gübrenin hemen ardından sulama yapılmalıdır.
Yaz döneminde sıcaklığı azaltmak  ve bitkilerin kurumasını önlemek için gölgeleme yapılmalıdır.
Sonbahar da sıcaklık 16 °C' nin altına düşmeden saksılar sera içine alınırlar. Sera içinde saksılara 21 günlük periyotlarla 1 kısım Amonyum Sülfat, 1 kısım Süper Fosfat karışımından her saksıya bir çay kaşığı verilmelidir.
Sera içinde sıcaklık 10-12°C olacak şekilde ısıtma ve havalandırma yardımıyla sabit tutulmalı, ani değişmeler önlenmelidir.

2- Kormdan Üretim

Çiçeklenme sonrası bitkinin tüm toprak üstü aksamı kuruduktan sonra hasat yapılarak elde edilen kormlar, söküm sonrası tel elekler üzerine yerleştirilerek 30°C sıcaklıkta ve %80-85 oransal nem de olgunlaşmaya bırakılır. Bu işlemden sonra yeni korm ve kormeller, eski korm ve kurumuş toprak üstü aksamdan ayrılabilir.
Kormlar büyüklüklerine göre sınıflandırılırlar. Hastalıklı ve çürük olanlar atılır. Elde edilen kormlar fungusitle (captan) ilaçlanır ve bir hafta müddetle sıcak bir yere alınır. Bu işlem yaraların mantar dokusuyla kaplanmasını sağlar. Daha sonra kormlar 17 °C de gelecek dikim zamanına kadar muhafaza edilir veya 1-2°C' de 9 ay saklanabilir.
Kormlar tesviye edilmiş toprağın ortalama 5 cm derinliğine dikilerek üzeri kapatılır. Dikimden sonra toprak yüzeyi düzeltilip sulama yapılır. İyi kök gelişimi için toprak nemli tutulur. Bunun için sık ve az sulanmalıdır. Çok güneşli günlerde yağmurlama sulama yapılmalıdır. Gübreleme işlerine saksı ve kasalara dikim yapıldıktan 6 hafta sonra başlanır. ( 1 kısım Amonyum Sülfat, 1 kısım Potasyum Sülfat karışımı 1 aylık periyotta her saksıya 1 çay kaşığı verilir).
Saksılar zamanı gelince tohumdan yetiştiricilikte olduğu gibi seraya alınırlar. Saksılar seraya alındıktan sonra gübreleme 1 kısım Amonyum Sülfat, 1,5 kısım Potasyum Sülfat aynı miktarda verilirler.

3- Kormelden Üretim

Minyatür kormlardır. Eski ve yeni kormların arasında oluşur. Hasattan sonra ana kormdan ayrılan bu kormeller dikime kadar saklanır. İlkbaharda toprak yüzeyinin 3,5 cm. altına dikilirler. Kormelden üretim çiçeklenmede 2-3 ay gecikmeye neden olur. Çeşit özelliğini koruduğu için tohumdan daha sağlıklıdır.

Freesia Çiçeği Bakım Teknikleri

1- Sulama

Dikimden hemen sonra ve sürgünlerin görülmesinden önce sisleme şeklinde sulama yapılır. Kökler gelişmeye başlayınca bitki bol miktarda suya ihtiyaç duyar. Çiçeklenme başlayana kadar en üst düzeyde sulanmalıdır. Kış yetiştiriciliğinde Botrytis ten korunmak için az sulanır. Yaz yetiştiriciliğinde sıcak günlerde yağmurlama sulama yapılmalıdır.

2- Gübreleme

Dikim öncesi harcın isteğine göre gübreleme yapılır. Uygun periyotta ve dozda dikim sonrası gübrelemeye devam edilir. Fazla olmamak kaydıyla tuz konsantrasyonunu artırmayacak oranda yanmış ahır gübresi kullanılır.

3- Ot Kontrolü

Kimyasal ilaçlar kullanılır.

4- Destekleme

Destekleme sistemi demir veya ağaçtan tavaların yada saksı gruplarının genişliğinde basamak araları 15-20 cm olacak şekilde 1 metre yükseklikteki destek bağlantıları ile 3-4 m.' de bir tavaların ya da saksı gruplarının üzerine çakılır. Karşılıklı iki destek bağlantısı arasındaki basamaklar ince tellerle gergin bir şekilde gerilir. Daha sonra bu teller enine olacak şekilde pamuk iplikleri ile bir birine bağlanarak destek ağı oluşturulur. Böylece her gözün içinde tek bir bitkinin gelişmesi sağlanır. 2-3 kat ağ çekilebilir. ( Karanfil ve Krizantemdeki gibi)

5- Malçlama

Dikimden sonra toprak malç, torf, saman yada ibreli yaprakları ile örtülür. Bu işlem toprak nemliliğinde ve sıcaklığında olabilecek dalgalanmaları azaltmak amacıyla yapılır.

6- Gölgeleme

Işık entansitesinin çok yüksek olduğu yaz aylarında sıcaklığı düşük tutabilmek gölgeleme yapmak şarttır. Gölgeleme amacıyla kireçleme ya da perdeleme yapılır. Çiçek tomurcuğu sırasında gölgeleme sık yapılır. Eylül sonunda gölgelemeye son verilir. Perdelemede beyaz renkli Amerikan bezi kullanılır.

7- Havalandırma

Yüksek sıcaklık ve yüksek oransal nemin sebep olacağı zararlanmalardan bitkiyi korumak için serada havalandırma yapılır. Havalandırma bitkinin kuvvetli bir şekilde gelişmesini teşvik eder. Özellikle yaz yetiştiriciliğinde havalandırma şarttır.

8- Hasat ve Standardizasyon

Hasat Hollanda da başaktaki ilk kandilin açmasından hemen önce renk oluşması tamamlandığı anda, diğer ülkelerde ise kandil açıldıktan sonra yapılır. Hasat geç yapıldığından açan çiçekler taşıma esnasında zarar görebilir, vazo ömrü kısa olur.
Hasat edilen çiçekler saplarının uzunluklarına göre boylanır. Boylanan çiçekler demetlenmeden önce su çektirilir. Çiçek kesimi nemin yüksek, sıcaklığın düşük olduğu sabah saatlerinde yada akşam saatlerinde yapılır. Kesim keskin bıçaklarla yapılır. Çiçekler 5'lik ve 10'luk şekilde demetlenir. İçine yağlı kağıt konulmuş 40x30x9 cm'lik karton kutularda paketlenir.

9- Söküm Depolama

Çiçeklenme ve hasattan sonra sulama azaltılır. Kormların topraktan çıkarılmasından bir kaç hafta önce sulama durdurulur. Yapraklar tamamen kuruduktan sonra kormlar topraktan sökülür. 20-25°C' de iyi havalanabilen bir yerde tel kasalarda kurutulur. Daha sonra depolanır.
Dikimden önce erken çiçeklenme için 31°C' de 10 hafta ve hemen ardından 13°C' de 4 hafta depolama yapılır.
13°C' de 6-9 ay süreyle muhafaza edilirse bu sürede yeni yumru meydana gelir.(İstenmeyen bir durumdur) Kormlar 1-2°C' de 9 ay muhafaza edilirse yeni yumru meydana gelmez. Her iki durumda da dikimden önce 31°C' de depolanmalıdır.

10- Freesia Çiçeği Hastalık ve Zararlıları

a) Hastalıkları
  1. Fusarium Çürüklüğü
  2. Gri Küf (Botriytis)
  3. Virüs Hastalıkları
  4. Yaprak Lekesi
b) Zararlıları
  1. Yeşil Sinek
  2. Thrips
Devamını oku »

Krizantem (Kasımpatı) Yetiştiriciliği

Krizantem Çiçeğinin Sistematiği

Latincesi  : Chrysanthemum Morifolium
Familyası : Compositea
Anavatanı : Japonya' dır.

Krizantem Hakkında Genel Bilgi

Krizantem çok yıllık bir bitki olup odunsu bir yapıya sahiptir. Ağaç formundadır. Doğal gün koşullarında kısa gün bitkisi olduğu için sonbahar kış aylarında çiçek açar. Diğer zamanlarda vejetatif aksamı geliştirirler. Yapay ışıklandırma ile tüm yıl çiçek alınır. 1972' den beri ülkemizde üretimi yapılmaktadır. İki çeşidi vardır.

Krizantem Çeşitleri

1- Standart : Bütün yan tomurcuklar alınıp yalnız tepe tomurcuğu bırakılır. Bir sapta tek bir büyük çiçek olarak yetiştirilir.
2- Spray : Sadece tepe tomurcuğu alınır. Bir dalda çok sayıda küçük çiçekler meydana getirir. Çeşitleri: Ponpon, yalınkat, dekoratif, anemondur.

Krizantem Üretim Tekniği

Krizantem Anaç Bitki Eldesi

Anaç bitki eldesinde ilk materyal olarak temiz bir bitki kullanılmalıdır. İlk materyal genelde dış ülkelerden ithal edilir. Köklü çelikler sterilize edilmiş özel dikim yerlerine 120 cm genişliğinde ve 16x16 cm mesafe ile dikilirler (Bu çelikler 7-8 cm olmalıdır).
Kök gelişmesini hızlandırmak ve sap çürümesini önlemek için derin dikimden kaçınmalıyız. Kök boğazı açıkta kalacak şekilde dikilir. Dikimden önce m² ye 50-60 gram Süper Fosfat verilir. Dikimden 3-4 hafta sonra düzenli gübrelemeye başlanır. Köklü çeliklerin dikiminden 10-15 gün sonra yan dallanmayı sağlamak için uç alması yapılır. 6 aylık sürede çelik elde edilir. Bir anaçtan 5 defadan fazla çelik alınmamalıdır.
Anaç bitkinin yeşil aksamının iyi olması istenir. Yeşil aksamı geliştirmek için gün uzunluğu artırılır. Gün uzunluğunu artırmak için ek ışıklandırma yapılır. Eğer çelik alınacaksa erken tomurcuklanmayı önlemek için 15 ağustos-1 mayıs arası ek ışıklandırma yapılır.

Krizantem Köklü Çelik Üretimi

Çelikler hastalıksız temiz anaç bitkiden elle koparılarak alınmalıdır. Makas veya bıçak tercih edilmez. Eğer makas veya bıçak kullanılacaksa hipoklorüt çözeltisine batırılarak kullanılmalıdır. Çelikler yumuşak bitkiden 7-8 cm uzunluğunda olacak şekilde alınır. Köklendirmeyi hızlandırmak için toz halinde (IBA) İndol Butrik Asit kullanılır. Sıvı hormon hastalıkların yayılmasına neden olur. Çelikler sıra arası 2-3 cm, sıra üzeri 4-5 cm olacak şekilde 1-2 cm derinliğe dikilir. Kum, perlit, torf karışımı sterilize edilmiş harç kullanılır. Çeliklerde köklendirmeyi hızlandırmak için gece sıcaklığı 17-18 cm'nin altına düşürülmemelidir. Dikim masalarının alttan ısıtılması gerekmektedir. (20-22 derecelik dip ısıtıcı kullanılır).  Düzenli olarak sisleme şeklinde yaprak sulaması yapılırsa 15-20 günde köklenme meydana gelir.

Krizantem Çeliklerinin Soğuk Depolarda Muhafazası

Elde edilen çelikler hemen kullanılmayacaksa soğuk hava depolarında köklü veya köksüz olarak 0-1 °C' de 4 hafta saklanır. Çelikler delikli plastiklerde delikli plastiklerle veya direkt olarak dik bir şekilde mukavva kutulara yerleştirilir ve kutuların üstü su kaybını önlemek için plastik örtü ile örtülür.

Krizantem Bitkisinin Toprak İstekleri, Sterilizasyon ve Dikim Tavalarının Hazırlanması

Dikim

Eğer bütün yıl boyunca üretim yapılacaksa 3 defa kesim yapılır. Bunun için sera toprağının iyi hazırlanması gerekir. Toprak sterilizasyonu yapılır. Toprak yumuşak ve geçirgen olmalıdır. Sterilizasyondan önce toprağa çiftlik gübresi karıştırılır. Böylece gübrede sterilize edilmiş olur. Temel gübre olarak m² 'ye 50-60 gram süper fosfat 15 cm derinliğe kadar karıştırılır. Çelikler cam serada 15x15, plastik serada 16x16 cm olacak şekilde dikilir. Plastik serada ışık geçirgenliği az olup havalandırma kısıtlıdır. Derin dikim yapılmamalıdır. Dikimden sonra fideler sulanmalı, sıcak havalarda yağmurlama sulama ile yaprak nemi korunmalı ve bitkinin gelişmesi sağlanmalıdır. Çelikleri dikerken kök boğazının açıkta kalmasını tercih ederiz. Dikimden sonra can suyu verilir. İlk dikimde bitki yerine tutunmaya çalışacağından sisleme ile sulanır. 3-4 gün ara ile günde 3-4 defa su verilir.

Işıklandırma Müddeti (Fotoperiyod)

Kasımpatı (Krizantem) kısa gün bitkisidir. Kısa günde çiçeklenir. Uzun günde yetiştirdiğimizde vejatatif aksam gelişir. (Yapraklanması, dallanması vejetatif aksamı uzun gündedir. Kısa günde tomurcuklanma başlar). Kritik gün 13,5 saattir. Bunun altında çiçeklenmeye geçer. 15 ağustostan mayısa kadar dönemde gün kısadır. 15 mayıstan 15 ağustosa kadar uzun gündür. 15 ağustostan 1 mayısa kadar çiçeklenmeye geçer. Bu dönemde vejetatif aksam istersek ışıklandırma yapmalıyız.
Eğer uzun günde çiçek kesmek istersek karartma yapmalıyız.

Işıklandırma

Vejetatif büyüme için ek ışıklandırma gerekir. Yetersiz ışıkta, yetersiz dal ve yapraklar tomurcuklanmaya geçer. Ek ışıklandırma 13,5 saatin altında 15 ağustos-1 mayıs arası yapılır. Dikimden itibaren 3-4 hafta ek ışıklandırma yapılır. Mayıs-Eylül arası 2 saat, Ekim-Mart arası 3 saat, Kasım-Aralık-Ocak-Şubat arası 4 saat ışıklandırma yapılır. En iyi ışıklandırma süresi akşam saat 22'den- 02' ye kadar yapılan 4 saatlik ışıklandırmadır. Flaş ışıklandırma da kullanılabilir. Elektrik tasarrufu sağlar.

Karartma

Gün uzunluğu 13,5 saatin üstünde ve vejetatif gelişme istiyorsak karartma yapılır. Plastik veya siyah bez örtüler kullanılır. Kullanılan materyal tavanın üzerini iyi örtmeli ve ışık engellenmelidir. Karartma akşam 18:00'den sabah 08:00' e kadar kapalı tutularak yapılmalıdır. Örtü altı 28-30°C' den fazla olmamalıdır. Seramız serinleyinceye kadar örtünün yan taraflarını açık bırakırız. Bitkilerin karartma isteği dikimden 4 hafta sonra başlar tomurcuklar renk gösterinceye kadar devam eder.

Tabii Şartlarda Sonbahar Krizantem Yetiştiriciliği

 Gün uzunluğunda içi boş çiçeklenme meydana gelir. Temmuz ayında dikim yaparsak, Aralık ayında çiçek kesimi yaparız. Tek sapta tek çiçek için uç alınır. Standart çeşitlerde tepe sürgünü bırakılır. Uç alma ile bir kökte bir çiçek elde edilir.

Rotasyon

Kasımpatında rotasyonun amacı bütün yıl boyunca mümkün olduğu kadar mahsul alıp sera alanını boş bırakmamaktır.

1. Mahsul

Dikim                               : Ağustosun ilk haftası
Uç Alma                           : 2 hafta sonra
Yapılan İşlemler               : Dikimden sonra 4 hafta ışıklandırma yapılır. (22-02 arası) Karartma                                                   yapılmaz.
Çiçeklenme Tarihi            : Kasımın 2 ve 3. haftası

mahsul hasat edilir edilmez dikim tavaları 2. mahsul için hazırlanır. Tavalar mahsul atıklarından, köklerden temizlenir. Toprak bellenir, tırmıklanır ve sterilizasyon yapılır. Toprak soğuduktan sonra m² 'ye 50-60 gram Süper Fosfat verilerek toprağa karıştırılır.

2. Mahsul

Dikim                               : Kasım ayının son haftası
Uç Alma                           : 2 hafta sonra
Yapılan İşlemler               : Dikimle birlikte gece 22:00'den 02:00' ye kadar 5 hafta ışıklandırma                                                  yapılır. Karartmaya gerek yoktur.
Çiçeklenme Tarihi            : Mart ayının ilk haftası

Hemen toprak hazırlığı yapılır ve 3. mahsule geçilir.

3. Mahsul

Dikim                               : Mart ayının 2. haftası
Uç Alma                           : 2 hafta sonra
Yapılan İşlemler               : Dikimden itibaren gece 22:00-02:00 arası 3 hafta ek ışıklandırma yapılır.  Daha sonra da ışıklandırma sonunda 17:00-08:00 arasında tomurcuk oluşumu için tomurcuklar renk gösterene kadar karartma yapılır.
Çiçeklenme Tarihi            : Haziran ortasıdır.

Krizantem Bitki Bakım İşlemleri

Bitkinin Desteklenmesi

Sapın dik büyümesi ve bitkinin yana yatmaması için destekleme çubukları ile desteklenir. (Karanfildeki gibi yapılır)

Tomurcuk Alma

Standart çeşitlerde bir sapta tek bir çiçek istendiği için tepe tomurcuğu bırakılarak tüm yan tomurcuklar alınır. Tomurcuk alma işlemi tepe tomurcuğu bezelye büyüklüğüne gelince yapılır.
Sprey çeşitlerde ise ana dalda çok çiçek istenildiğinden tepe tomurcuğu bezelye büyüklüğüne gelince koparılarak alınır. Diğer tüm yan tomurcuklar bırakılır.

Sıcaklık

Çiçek tomurcuğu oluşumunda gece ısısı 15,5 °C civarında, tomurcuklar gözle görüldüğünde gece ısısı12-13°C' ye düşürülmelidir. Gündüz ısısı ise gece ısısına 8°C eklenir, ortalama 18-21°C olmalıdır.

Sulama

Sulama bitkide solma görülmeden yapılmalıdır. Dikimden sonra bol su verilir. Önce yağmurlama (sisleme) sulama yapılır. En ideali hortumla yapılan sulamadır.

Havalandırma

Kasımpatı dikimden sonra yüksek rutubet ister fakat bitki tutunup gelişmeye başlayınca nem düşürülmelidir. Rutubeti sevmez. Mantarı hastalıklardan korunmak için düzenli havalandırılmalıdır.

Gübreleme

Temel gübre olarak m² 'ye 50-60 gram Süper Fosfat verilmelidir. Vejetatif gelişme devresinde yüksek Azot ve Potasyum ister. İlk gelişme devresinde Azot çok önemlidir. Tomurcuk oluşmaya başladığında kısa gün devresinde gübreleme azaltılmalı ve tomurcuk renk göstermeye başlayınca gübreye son verilmelidir. Sıvı gübre uygulaması en uygun olanıdır. Sıvı gübreler sulama suyu ile verilebilir. Her gübrelemeden sonra sulanmalıdır. Tuzluluğu sevmez. 560 gram Üre (%46 N), (560 gram Potasyum Nitrat (%14 N-%46 K2O)

Hasat

Odunsu kısımlar kaynar su veya ezerek yok edilir.
Standart çeşitlerde 5'li demet
Sprey çeşitlerde 10'lu demet yapılır.
Sap en az 60 cm olmalıdır.
Su çektirilirken dipteki yapraklar temizlenir.

Tasnif Paketleme

Kesme Çiçekte Aranılan Özellikler Nelerdir?
  1. Çiçek kendi çiçek özelliğini göstermelidir.
  2. Yapraklar ve çiçekler patelleri temiz, parlak ve çiçeklerin sapla meydana getirdiği açı uygun olmalıdır.
  3. Çiçekler tam zamanında kesilmiş olmalıdır.
  4. Hastalıksız, temiz, her hangi bir kimyasal maddenin veya besin maddesinin meydana getirdiği zararlardan arı olmalıdır.
  5. Sap en az 60 cm uzunlukta dik ve kuvvetli olmalıdır.
  6. Dip yapraklar sapın 1/3 nispetinden fazla sıyrılmamış olmalıdır.
Krizantem Hastalıkları
  1. Gri Küf
  2. Kara Leke
  3. Sap Çürüklüğü
  4. Verticillium
  5. Phythium Sap ve Kök Çürüklüğü
  6. Fusarium Sap Çürüklüğü
  7. Bakteriyel Yanıklık
  8. Bakteriyel Benekli Yaprak
Krizantem Zararlıları
  1. Afitler
  2. Kesici Kurtlar
  3. Yaprak Kurtları
  4. Kırmızı Örümcek
  5. Thrips
  6. Beyaz Sinek
Kasımpatı (Krizantem) Çiçeğinin Saklama (depolama) Koşulları
Kuru Depolama
1-1,5 °C' de 3-4 hafta mumlu kutularda veya mumlu kağıtlı kutularda saklanabilir.

Soğuk Havaya İlaveten Suda Muhafaza
2-10 °C ısılı soğuk depolarda 5-10 gün su içinde muhafaza edilir.

Depoların Işıklanması
Depoda en uygun ışık şiddeti 100-200 F/°C olmalıdır.
Devamını oku »

Gerbera Yetiştiriciliği

(Barbeta Papatyası yada Alman Papatyası)

Gerbera Çiçeğinin Sistematiği

Anavatanı : Güney Afrika
Latincesi   : Gerbera Jamosonii
Familyası  : Compositea

Gerbera otsu bir bitkidir. İri papatya benzeri çiçekleri vardır. Pembe, turuncu, sarı, kırmızı renkleri vardır. Yalın katlı olabildiği gibi katmerli de olurlar. Çiçekleri, 3-12 cm uzun tüylü sapın ucundadır. Hollanda, Almanya ve Danimarka da artış gösterir. Ülkemizde Antalya da (1970'li yıllarda) 17 dekar, İzmir ve Yalova da 8-10 dekar üretimi yapılmaktadır. 40 farklı türü vardır. Barbeta papatyası ya da Alman papatyası olarak bilinir. Üretimi kolaydır fakat hastalık riski yüksektir. Çiçekleri ilk yılda 10-20 adet çiçek kesilir. 2 ve 3 yıllarda 40-60 adet çiçek kesilebilir. Verimin %75-80'i yaz aylarında alınır.(Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında) Kış aylarında ışıklandırma ve ısıtma ile verim artırılabilir. Sıcağı sever. Toprağın ısıtılması gerekir.

Gerbera Yetiştiriciliğinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
  • Üzerinde Gerbera yetiştiriciliği yapılacak olan toprak yeteri kadar gevşek ve geçirgen olmalı, sert bir toprak tabakası bulunmamalıdır. 
  • Toprakta değişmeyen bir su düzeyi olmalı, taban suyu yüksek olmamalıdır.
  • Toprakta yeterince besin maddesi bulunmalıdır.
  • Yetiştirme yapılacak alanda toprak ısıtması sağlanmış olmalıdır.
  • Yetiştirici Gerbera yetiştiriciliği konusunda yeterli bilgiye sahip olmalıdır.
Gerbera bitkisinin toprak istekleri

Gerbera gevşek ve geçirgen toprakları sever. toprağın en az 40-50 cm derinliğe kadar işlenip gevşetilmesi gerekir. Geçirimsiz tabaka köklerin ilerlemesini engeller, su geçirgenliğini önler, kök çürümesine neden olur.

Gerbera Yetiştiriciliğinde Taban Suyu Düzeyi ve Toprak Sterilizasyonu

  • Gerbera yetiştirilen toprakta taban suyu yüksek olursa kök çürüklüğü ve mantarı hastalıkların ortaya çıkmasına neden olur. Bu yüzden drenajın iyi yapılması gerekir.
  • Gerbera yetiştiriciliği yapılacak toprağa çiftlik gübresi karıştırıldıktan sonra sterilizasyon yapılır.Sterilizasyon;
    •  Buharla (mangan artışına neden olur, bunun yıkanması gerekir, maliyeti yüksektir, derine işlemez)
    • Metil Bromit (m²' ye 100 gram gelecek şekilde uygulanır. Toprakta brom artar bu yüzden uygulamadan sonra havalandırma ve su ile duyurarak yıkanır.
Gerbera Bitkisinin Besin Maddeleri

Toprak analiz edilir. Gerekli gübre verilir. Taban suyunun yüksek olması istenmez. Drenajın yapılması gerekir. Çiftlik gübresi sterilizasyondan önce verilerek mantarı hastalıklar önlenir.
10-30 mg Azot
40-60 mg Fosfor
60-100 mg Potasyum

Gerbera Yetiştiriciliğinde Toprak Isıtma

İyi (hızlı) gelişmesi ve verim alınması için toprağın ısıtılması gerekir.

Gerbera Yetiştiriciliğinde Toprak Isıtmanın Faydaları:
  1. Yüksek kış verimi ve ilkbahar veriminin erken başlaması
  2. Isıtma ile topraktaki nem fazlalığı önleneceğinden mantarı hastalıkların azalması
  3. Genç bitkinin çok çabuk köklenebilmesi ve hızlı gelişmeleri
  4. Kışın toprak sıcaklığı 18-20 °C olmalı ve bu sıcaklık toprağın 10-50 cm derinliğine kadar inebilmelidir.
  5. Toprak ısıtması ile verim erken alınır ve mantarı hastalıklar önlenir.
  6. Isıtma boruları 70-80 cm derine yerleştirilir
  7. Tavalar iki sıralı bitki için hazırlanmış ise iki sıranın arasına ısıtma boruları yerleştirilir. Borudan geçen su 40 °C olmalıdır. Toprak gevşek ve geçirgen olmalıdır.
Gerbera Dikim Zamanı

Gerbera genellikle tüm yıl boyunca dikilir. Tek yıllık yetiştiricilikte dikim zamanı ürün alınacak zamana göre ayarlanır. İyi bir sonbahar ve kış verimi için uygun dikim zamanı hazirandır. En fazla ürün ilkbahar ve yazın isteniyorsa dikim ağustosta yapılır. Çok yıllık yetiştiricilikte ise uygun dikim zamanı şubat ayıdır. Yaz dikimlerinde gölgeleme önemlidir.

Gerbera Yetiştirme Ortamları

1- Basit Yer Yatakları

Kısa süreli kültür için uygundur. Kökler derine indiğinden derin bir sterilizasyon yapılmalıdır. Çok yıllık yetiştiricilikte uygun değildir. Köklerin derine inmesi sonucu soğuk ortamla karşılaştığından hastalıklara kolay yakalanır.

2- Tekneler (Beton, demir vs.)

Teknelerin alt ve yanları kapalı olduğundan toprak kolaylıkla sterilize edilebilir ve sera toprağından ayrı olduğu için hastalık bulaşması önlenir. Ancak teknedeki bitkilerden biri hastalanınca diğer bitkilere bulaşma tehlikesi yüksek olup hastalıklı bitkilerin izolesi zordur ve tüm bitkiler kurutulur. Bu yüzden tekneler tek yıllık yetiştiriciliğe uygundur.

3- Yüksek Yataklar

Yerden yüksek olması hastalık bulaşmasını engeller. Isıtma kolaydır. Eğer yataklara genç bitkilerle hastalık getirilmezse uzun süreli yetiştiricilik yapılabilir.

4- Plastik kovalar

Kovaların içine sterilize edilmiş toprak doldurulur. Böylelikle bitkinin diğer topraklarla olan ilişkisi kesilmiş olur. Bu nedenler bitkiler kolaylıkla hastalığa yakalanmazlar. Hastalık halinde sadece o saksı zarar görür ve kolaylıkla uzaklaştırılır. Genelde 22 cm yükseklik ve 24 cm çapında 12 litrelik plastik kovalar kullanılır. 12 litrelik kovalara 2, 10 litrelik kovalara 1 bitki dikilir. Bu kovalar çok yıllık yetiştiricilik için bile uygundur. İlk yatırım masrafı yüksektir. Uzun ömürlü verimli bitkiler yetiştirilir. Kovaların atına plastik serilir veya beton plakalar üzerine yerleştirilir.

5- Toprakta Yetiştiricilik

Gerbera yetiştiriciliğinde bitki ara ve üzeri 30x30 cm yada 30x35 cm olabilir. m²' ye 6-7 bitki olarak hesaplanır. Yatak araları ise 50-70 cm bırakılır. 2 veya 4 sıralı dikilir.
Dikim: Sonbahar kış ürünü için haziranda dikim yapılırken, ilkbahar yaz ürünü için ağustosta dikim yapılır.

Gerbera Yetiştiriciliğinde Sera İklim Koşulları

En uygun ortam iyi ışık alan ve iyi havalanabilen seralardır. Toprak sıcaklığı hava sıcaklığından önemlidir. Ilık topraklardan hoşlanır. Toprak sıcaklığı yazın 20-25 °C, kışın ise 18-20 °C olmalıdır. Hava sıcaklığı kış aylarında gece 11-13 °C hatta 8 °C'ye kadar düşürülebilir. Gündüz sera sıcaklığı geceden 2 °C fazla olabilir. Optimal sıcaklık 14-17 °C'dir. Haziran sonu temmuz başı dikimlerinde gölgeleme ve sisleme yapılmalıdır.

Gerbera Bitkisinin Gübreleme İstekleri

Gerbera düzenli bir gübreleme ister. Gelişme devresinde azotlu, sonbaharda ise potasyumlu gübreler verilir. Demir ve mangan eksikliğine duyarlıdır. İlkbahar ve yaz aylarında m²' ye 45 gram gelecek şekilde 15-15-15 lik kompoze gübre verilir. Her 14 günde bir tekrarlanır. Eylülden sonra bu miktar biraz düşürülür. İlkbahar ve sonbaharda m²' ye 50 gram süper fosfat uygulanır. Gübreden sonra sulama yapılmalıdır. Dikimi yüzlek yapılır. Otsu kısım toprak üzerinde kalmalıdır. İlk dikildiğinde sisleme yapılır. Yüzlek dikim mantarı hastalıklara karşı koruma sağlar.

Gerbera Bitkisinin Sulama İstekleri

Drenajın yapılması gerekmektedir. Toprak sürekli nemli fakat fazla ıslak olmamalıdır. Kışın az sulama, yazın düzenli sulama yapılmalıdır. Taban suyu yüksek olmamalıdır. Sulama yöntemleri ise püskürtme sulama, bitkinin üzerine gelecek şekilde yağmurlama sulama, damlama sulama toprağın 12 cm'lik kısmı ıslanacak şekilde ve sabah saatlerinde sulama yapılır.

Gerbera Üretim Yöntemleri

1- Generatif Yolla Gerbera Üretimi

1 gramda 200-400 adet tohum bulunur. Tohumlar 3 ay sonra çimlenme gücünü yitirirler. Tohumla üretim tercih edilmez. Kendi kendilerine döllenmeleri güçtür. Bu yüzden döllenmeye yardımcı olmalıyız. Döllenme için çiçek tozları el yada fırça yardımıyla serpiştirilir. Daha sonra çiçek tohumların uçmaması için bir tülbentle bağlanır. Döllenmeden 3-4 hafta sonra tohumlar toplanır ve hemen ekime geçilebilir.
Tohum ekimi için 30x40x10 cm ölçülerinde tohum çimlenme kasaları kullanılır. Her bir kaba 250 tohum gelecek şekilde ekim yapılır. Bitkiler çimlendikten hemen sonra şaşırtılmayacaksa biraz daha seyrek ekilmelidir.
Tohumlar 18-20  °C de 10 günde çimlenir fakat tohumlar 16 saat 20  °C de ve daha sonra 8 saat 30  °C sıcaklık altında tutulursa çimlenme daha çabuk olur. Tohumla istenilen bitkiyi elde etmek mümkün değildir. Bol ışık ve 24-25  °C sıcaklıkta 3-4 günde çimlenebilmektedir.

2- Vejetatif Yolla Gerbera Üretimi

a) Ayırma Yöntemi

1-2 Yıllık anaçlarda ana bitkinin yanından çıkan yavru bitkilerin (yandan çıkan sürgünler) ayrılmasıdır. Bir bitkiden 10-15 yavru alınabilir. Ana bitkiden ayrılan yavruların yaprak ve kökleri biraz kesilerek kısaltılır ve 11 cm 'lik saksılara dikilir.

b) Klon ile Üretim

Bitkinin her hangi bir parçasından yeni bir bitki üretimidir. Bitkinin yapraklarını budadık sadece küçük yaprakları kaldı. Bunlar yeniden gelişmeye bırakıldı. 14 gün sonra filizlenir. Filizlenmeden 10 gün sonra sertleşmeye başlar. (%80-90 nem, 24 °C sıcaklıkta) Filizler yeterince sertleşince yeni bitkiler anaç bitkiden ayrılır. Sertleşmeye başlayınca sıcaklık 18-20  °C ye düşürülür. Filizlenme amacıyla kullandığımız ana bitkiden 3 defa filiz alabiliriz.

c) Klon Uçlarıyla Üretim

Klon uçlarıyla yapılan üretimde 1 yılda 1 milyon bitki elde edilir. Anaç bitki tek tek filizlerine ayrılır, filizlerin üstü temizlenir. Her birinden 0,5-1 cm büyüklüğünde filiz uçları kesilir. Sterilizasyon yapılır. Her biri yeniden 2-3 mm parçalara ayrılarak tekrar dezenfekte edilir ve besin eriyiği bulunan tüplere alınırlar. Hormon olarak Oksin (I.A.A.) ve Stokinin (Kinetin) kullanılır. Ortam sıcaklığı 27  °C ve günde 16 saat 1000 lüx ışıklandırma 4 hafta sonunda köklenmemiş bitkiler oluşur. Bu köklenmemiş bitkiler yeniden parçalanır ve tüplere alınır. Bu defa oksin miktarı çok kinetin içermeyen hormon kullanılır. Burda bitkiler 27 °C sıcaklık 10000 lüx ışık şiddetinde 14 gün sonra köklü bitkiler haline gelirler. Alıştırma ortamına alınırlar. Daha sonra seraya dikilirler.

Gerbera da Yaprak Seyreltme Nasıl Yapılır?

Gelişmenin hızlı olduğu devrelerde bitkinin yanlarında ve orta kısmında fazla ve yaşlı yaprakları varsa temizlenir. Yaprak seyreltme elle yapılmalıdır. Bıçakla yapıldığında hastalık taşınabilir.

Gerbera Nasıl Hasat Edilir?

Çiçeklerde en az 2-3 sıra erkek organ açılmış ise olgunluğa gelmiştir. Çiçekler çiçek sapının bitkiye bağlandığı yerden kopartılarak toplanır. Hiç bir zaman bıçakla kesilmez, kırılmaz.
Çiçekler rengine, çiçek sapı uzunluğuna, çiçek büyüklüğüne göre ayrılarak düzenlenir. Çiçek büyüklüğüne göre 15-20 çiçek karton kutulara yerleştirilir. Daha sonra çiçek saplarının 6 cm'lik kısmı suda kalacak şekilde su çektirilir.

Kalite Ölçümleri
  1. kalite sap uzunluğu 50 cm, düz ve kuvvetli sap, çiçek çapı 12 cm
  2. kalite sap uzunluğu 35 cm'den daha uzun
  3. kalite sap uzunluğu 20 cm'den daha uzun
Gerbera Hastalık ve Zararlıları

Hastalıklar
  1. En büyük hastalık solgunluktur
  2. Fusarium
  3. Verticillium
  4. Oxyspoium
  5. Botriytis Cinerea
  6. Sclerotinia
(Zinepli ilaçlar kullanılır.)

Zararlılar
  1. Beyaz sinek
  2. Kırmızı örümcek
Gerbera Bitkisinde Hastalığı Önlemek İçin Alınması Gereken Önlemler Nelerdir?
  1. Toprağın sterilize edilmesi
  2. Temiz bitki kullanılması
  3. Düzenli sulama
  4. Uygun ışık
  5. Uygun sıcaklık
  6. Düzenli havalandırma
  7. Fazla sıcaklık değişimine izin verilmemeli
  8. Geçirgen toprak her sulamadan sonra havalandırılmalıdır.
Devamını oku »

Hıyar Yetiştiriciliği

Hıyarın Sistematiği

Latince Adı         : Cucumis Sativus L.
Bölüm                 : Spermatophyta
Alt Bölüm           : Angiosperma
Sınıf                    : Dicotyledoneae
Takım                 : Cucurbitaceae (cucurbitales)
Familyası            : Cucurbitaceae
Anavatanı           : Hindistan
Kromozom Sayısı: 2n=24

Hıyarın Botanik Özellikleri

1- Hıyarın kök yapısı

Hıyarın kökü zayıf ve dağılımı yüzeyseldir. Ana kök kazık köktür. Daha sonra ana kök üzerinden kazık kökler çıkar. Yüzlek olduğundan dolayı sökümü kolaydır. Kökler toprakta 80-100 cm yanlara ve 40-100 cm derinliğe inebilmektedir.
Sera koşullarında sonbahar aylarında 20-30 cm, ilkbahar aylarında ise 30-50 cm yanlara dağılabilmektedir.
Serada toprak sıcaklığının azalması, toprağın ağır killi olması, fazla su tutması ve havasız kalması durumuna göre derinlik 10-30 cm'dir. Daha kötü koşullarda kökler toprak üstüne çıkabilir.

2- Hıyar Bitkisinde Gövde, Dallar ve Yapraklar

Hıyar bitkisin gövdesi sert, köşeli, hafif tüylü, dik büyümeyen, sarılma ve tırmanma özelliğine sahiptir (sülüklerle). Boğum ve boğum araları vardır. Boğumlarda yapraklar ve sülükler bulunur. Yaprak koltuklarından yan dallar ve çiçekler çıkar.
Hıyar bitkisin yaprakları gövde üzerinde spiral şekilde sıralanır, basit yaprak formunda, 3-5 loblu yada köşelidir. Yaprak üst yüzü düz ve parlak alt yüzü dalgalı, mat ve tüylüdür. Bazıları dikenlidir. Uzun olan yaprak sapı olukludur. Sap üzerinde de tüyler ve dikenler olur.
Sülükler gövde üzerindeki koltuklardan çıkarlar ve çatallanmayan sade görünüşlüdür. Sülükler botanik olarak dumura uğramış yapraklardan oluşur.

3- Hıyar Bitkisinin Çiçek Yapısı

Çiçekler genellikle tek evciklidir. (monoecious)
Bir bitki üzerinden ayrı yaprak koltuklarından tek veya salkım şeklinde oluşur. Dişi çiçeğe bakıldığında sap, 5 taç yaprak, 5 çanak yaprak, 3 karpelli yumurtalık, 5 adet dumura uğramış erkek organ kalıntısı ve dişicik tepesi bulunur.
Erkek çiçeğe bakıldığında çiçek sapı, çiçek tablası, 5 çanak yaprak, 5 adet taç yaprak, 5 adet erkek organ ve 1 dumura uğramış dişi organ kalıntısı (ikişerli iki grup bir tek durumda) bulunur.

Çiçekte erkek organ bulunuyorsa erkek çiçek
Çiçekte dişi organ bulunuyorsa dişi çiçek

Monoesious Haricindeki Çiçek Durumları;

Andromonoecious
Gynmonoecious
Trimonoecious
Gynoecious

Hıyarda yabancı döllenme görülür. (normal çeşitlerde Partonekarpik te böyle değildir.
Tozlaşmayı arılar ve böcekler yapar.
Standart çeşitlerde erkek çiçek dişi çiçek oranı 24/1'dir.
Erkek çiçekten daha uzun yaşayan dişi çiçeklerin ömrü 40 saat civarındadır. Döllenme sabah ve akşam saatlerinde olur. Yüksek sıcaklık uzun gün erkek, düşük sıcaklık  ve kısa gün dişi çiçek oluşumunu artırır.

4- Hıyar Bitkisinin Meyveleri

Meyvesi üzümsüdür. 100 gramda kalori 12 gramdır. % 97 su içerir. Çekirdekli veya partonekarpik çeşitlerde olduğu gibi çekirdeksiz olabilir. Bir dişi çiçek döllendikten 5-10 gün sonra meyveler yeşil renkte hasat olgunluğuna gelir. İlk çıkan meyve tohum olarak alınır. Tohum elde etmek istenirse meyve uzun süre bitki üzerinde bırakılmalıdır. Tohum ekildikten 45 gün sonra meyve alınır.

5- Hıyar Bitkisinin Tohum Yapısı

Hıyar tohumları uzun elips şeklindedir. Normal tohumlar 7-16 mm. uzunlukta 3-6 mm. genişlikte ve 2-3 mm. kalınlıktadır. Renkleri beyaz, sütlü kahve rengi, kremdir. 1 gramda 25-38 bazen de 50 adet tohum bulunur. Tohumlar çimlenme güçlerini 5-6 yıl kadar koruyabilirler.

Hıyar Bitkisinin Ekolojik İstekleri

Sıcaklık

  • Hıyar tohumları 12°C sıcaklıkta çimlenmeye başlamaktadır. Ancak optimum çimlenme için toprak sıcaklığı 20-22°C, hava sıcaklığı da 22-24°C' ler arasında olmalıdır. Fide yetiştirme döneminde ise toprak sıcaklığının 18-20°C arasında olması ve 15°C'nin altına düşmemesi gerekiyor.
  • Bunun altındaki sıcaklıklarda kök gelişmesi zayıf olmaktadır. 25°C'nin üzerindeki sıcaklıklarda bitki gelişmesi olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu dönemdeki hava sıcaklığı gündüzleri 20-24°C, geceleri 18-20 °C arasında olmalıdır.
  • Hıyarda gece gündüz sıcaklık farkının fide yetiştirme döneminde fazla olması ve bu koşullarda bitkinin uzun süre bırakılması dişi çiçek oluşumunu artırmaktadır.
  • Serada yetiştiricilik yapıldığı dönemlerde kısa günlerde gece 16-19°C, gündüz 23-26°C, uzun günde ise gece 18-20 °C, gündüz 26-30°C en uygun sıcaklıklardır. 
  • İyi bir gelişme ve verim için gece sıcaklıklarının gündüz sıcaklıklarına göre en az 2-4°C ideal olarak 4-6°C daha düşük olması gerekir.
  • Hava sıcaklığının 0,5-5°C' ye düşmesi durumunda üşüme zararı görüldüğü gibi sıcaklığın 30-35°C'nin üzerinde uzun süre seyretmesi halinde gelişmede durgunluklar ve meyve zararlanmaları görülür.
  • Hıyarda yüksek sıcaklık ve uzun gün koşulları erkek çiçek oluşumunu, düşük sıcaklık ve kısa gün koşulları dişi çiçek oluşumunu artırmaktadır.
Işık

Hıyar bitkisinin ışık isteği yüksek olmakla birlikte domates kadar değildir. Hıyar bitkisi hem ışık azlığından hem de fazla ışık şiddetinden olumsuz yönde etkilenmektedir. Hıyar bitkisinin optimum ışık isteği 15.000 lüx ve ışıklanma süresi 14 saattir. Seralarda ışık ve sıcaklık ilişkileri iyi takip edilerek ışığın az olduğu zamanlarda sıcaklık düşürülmelidir. Sıcaklığın çok yüksek olduğu zamanlar özellikle öğle saatlerinde gölgeleme yapılmalıdır.

Su ve Nem

Hıyarda kökler tarafından suyun yavaş alınmasına karşılık yaprakların su sarfiyatı yüksektir. Ortam koşullarının iyi  ayarlanmadığı zamanlarda bu durum bitkide dengesizlikler oluşturmaktadır. Sera ortamındaki yeterli nem oranı yaprakların su kaybını önleyici etkiye sahiptir.
Yapraklar tarafından kaybedilen ve bitki kökleri tarafından alınan su dengesini sağlayabilmek için hava neminin %60-80, toprak neminin de%50-70 arasında olması gerekir.
Bitkilerin su kaybı aşırı sulamalarla giderilememektedir. Sera hava neminin çok düşük olması, toprağın havalanma durumunun iyi olmaması durumlarında toprakta yeterli miktarda bulunan su kökler tarafından alınamamaktadır.
Yüksek ışık ve sıcaklık koşullarında hıyar bitkisi m² ' den günde 2,5-4 litre su kaldırmaktadır. Harcanan bu suyun dengeli bir şekilde verilmesi gerekmektedir. Damla sulama yöntemi bu açıdan çok uygundur.

Toprak

Hıyar bitkisi toprak açısından seçici bir bitkidir. Drenajı iyi eriyebilir, tuz seviyesi düşük, hastalık ve zararlılardan temizlenmiş toprakları tercih eder. Kumlu, hafif ve organik maddece zengin topraklar yetiştiricilik açısından idealdir.
Yetiştiriciliğin başında yaptırılacak toprak analiz sonuçlarına dayanılarak ihtiyaç duyulan organik ve inorganik gübreler toprağa verilmelidir.

Seralarda Hıyar Yetiştirme Tekniği

1. Çeşit Seçimi

Seralarımızda dere ve Çengelköy gibi yerli çeşitlerle başlayan hıyar yetiştiriciliği günümüzde tozlaşma ve döllenme sorunu olmayan Partonekarp F1 hibrit çeşitlerle sürdürülmektedir.
Seralarda bütün bir yıl boyunca devam eden yetiştiricilikte, farklı dönemlerde değişik çeşitlerin daha uygun olduğu görülmektedir. Genel olarak serada kullanılacak hıyar çeşitlerinde düşük veya yüksek sıcaklıklarda kuvvetli büyüme özelliğine sahip tamamı dişi çiçekli partonekarp, verimli, acılaşmayan, erkenci, hastalık ve zararlılara dayanıklı olma özellikleri seçimde tercih nedenleridir. Diğer taraftan pazar istekleri de bu konuda önemlidir.

2. Fide Yetiştirilmesi

Seralarda yapılan hıyar yetiştiriciliğinde, sera alanını uzun süre işgal etmemek ve bakım giderlerini azaltmak amacıyla sera toprağına doğrudan tohum ekimi yapılmaz. Fide yetiştirme seralarında büyütülen fideler daha sonra esas yerlerine alınır.
Başarılı bir üretim için sağlıklı fideye ihtiyaç bulunmaktadır. Bu amaçla tohum ekimi harcının hazırlanması büyük önem taşımaktadır. Harç hazırlığında iyi yanmış ahır gübresi, bahçe veya orman toprağı ve dere kumundan yararlanılır.
2 kısım çiftlik gübresi + 2 kısım orman toprağı, 1 kısım dere kumu veya 4 kısım çiftlik gübresi + 2 kısım bahçe toprağı + 1 kısım dere kumundan hazırlanan karışımlar yaygın şekilde kullanılmaktadır.
Ancak hazırlanan harç karışımının kullanılmadan önce dezenfeksiyonu mutlaka yapılmalıdır. Son yıllarda masraflı gibi görünse de fide harcı olarak torf kullanımı artmıştır.

3- Tohum Ekimi

Tohum ekim zamanı, bölgelere ve üretim dönemlerine göre değişmekle birlikte tek ürün yetiştiriciliğinde ekim ayının son haftasında, sonbahar üretiminde 15 ağustos-15 eylül arası, ilkbahar üretiminde ocak ayının ilk haftasında yapılmaktadır.
Fide yetiştiriciliğinde 12x15 cm'lik plastik torba veya saksılar kullanılır. Hazırlanan ve dezenfekte edilen harç torba veya saksıya tam olarak doldurulmaz. Tohumlar çimlenip kotilodon yapraklar çıktıktan sonra uzayan hypokotili örtecek şekilde harç ilavesine izin verecek biçimde boşluk bırakılır.
İlkbahar ve tek mahsul yetiştiriciliğinde ekilen tohumların hızlı ve aynı anda sürmelerini sağlamak için tohumların çatlatılmaları gerekir. Bu amaçla tohumlar 25-30°C'lik ılık su da 3-4 saat ıslatılıp bir bez içine alınır ve 25-30°C sıcaklığa sahip bir ortamda 24 saate yakın bekletilir. Çimlenme başlayıp kökçükler 0,5 cm kadar uzadığında hemen ekimleri yapılır. Tohum ekiminde her saksıya bir adet tohum konur ve üzeri 0,5-1 cm kalınlığında harçla örtülür. Can suyu verildikten sonra torba veya saksıların üzeri bir plastik örtü ile örtülerek çimlenmeleri teşvik edilir. Fideler çıkmaya başlayınca örtü kaldırılır. Tohumların çimlenmesi sırasında ortam sıcaklığı 25°C'de tutulurken yaprakların oluşmasıyla birlikte sıcaklık 20-22°C arasında düşürülür.
Kotilodon yaprakların geliştiği dönemde sağlıklı kotilodon yaprağa sahip olmayan bitkiler atılır. Gerçek yaprakların gelişmesiyle birlikte bitkilerin yaprakları birbirine değmeyecek şekilde aralama yapılır.
Aşılı Hıyar Fidesi Eldesi: Hıyarda Fusarium hastalığına karşı tam olarak dayanıklı bir çeşidin bulunmaması nedeni ile aşılı fide önemini korumaktadır. Aşılamada anaç bitki olarak Cucurbita Ficifolia (İncir yapraklı kabak) kullanılır. Anaç üzerine istenilen bir kültür formu kalem olarak aşılanır. Aşılama İşlemi dilcikli İngiliz aşısı şeklinde yapılır.
Yetiştiricilikte aşılı fide kullanıldığında bitkilerin mutlaka askıya alınmaları gerekir. Yerde sürünen şekilde yetiştirildiğinde gövdenin yapraklarla temas ettiği kısımlarda kökler oluşacağından anacın önemi kalmayacaktır.

Dikim

Taban gübresi ve çiftlik gübresi verilir, toprak işlenir, serada ise sterilizasyon yapılır. Masura ve karıklara dikilir. Tek ve çift sıra dikilir. Tek sırada 40-50 cm ara bırakılır, çift sarada ise 100 cm sıra arası bırakılır. Sonbahar ve ilkbahar dönemlerinde 40 cm aralar olmalıdır. Dekarda 2000-3000 bitki yetişir. Dikimden sonra can suyu verilir. Askıya alınır. Bitki sıraları kuzey-güney yönünde dikilir.

Askıya Alma

Bitkilerin ışıklandırma durumlarını iyileştirmek, bakım işlerini kolaylaştırmak, hastalık ve zararlıların kontrolünü sağlamak, bitkiler arasındaki hava hareketlerini kolaylaştırmak sonuçta verimle birlikte kaliteyi artırmak amacıyla bitkileri askıya almak gerekmektedir.
Askıya almak amacıyla bitki sıralarına paralel olarak 2 metre yukarıdan çekilen tellerden bitki diplerine ipler sarkıtılmaktadır. Bitkinin tutturulduğu iplerin hafif meyilli olması ileride bitkinin kaymasını engellemesi açısından yararlı olmaktadır.

Budama

Hıyar bitkisinde budama çeşide, yetiştirme dönemine, yetiştiricinin olanaklarına ve tecrübesine göre değişiklik gösterir. Genel olarak yapılan budamalarda;
  • Yaprak budaması
  • Sürgün (yandal) budaması
  • Uç alma
  • Sülük alma
  • Erkek çiçekleri toplama şeklindedir.
Yaprak budamasında yaşlanan, zararlanan, hava hareketini veya ışıklanmayı engelleyen yada hastalıklı olan yapraklar alınır. Yaprak sapları gövde üzerinde bırakılır.
Sera yetiştiriciliğinde önemli olan sürgünlerin budanmasıdır. Sırıkta bir ana dal kalıp, yan dallar  ve sülükler alınır. (Gereksiz yere su ve besin maddesi tükettikleri için)
Erkek çiçekler toplanır.
Bitkinin teli aşması ile yan dal bırakılır, uzayan yan dallarda uç alınır ve meyveye yatması sağlanır.
Uç alma bitkinin ana büyüme ucunun kırılarak bitkinin uzamasının durdurulmasıdır.
F1 çeşit ile çiçek toplanması ortadan kalkar.

Hıyarda Verimliliğin Ayarlanması

Yerli çeşitlerde dekara verim 3-5 tondur.
Çengelköy ve Dere çeşitlerinde verim 8-10 tondur.
Partonekarpik çeşitlerde ise 15-20 tondur.
Verimliliğin artırılması için yerli çeşitlerde tozlaşma ve döllenmeye yardım gereği bulunsa da partonekarp F1 hibritlerinde bu sorun ortadan kalkar.
Hasat edilecek büyüklüğe gelmiş meyvelerin toplanmaması verimi azaltır.

Hıyarın Hasat ve Verimi

Hasat:
Tek ürün yetiştiriciliğinde Ocak ayında,
Sonbahar yetiştiriciliğinde Kasım ayında,
İlkbahar yetiştiriciliğinde Mart ayında başlar.

Hıyar meyveleri normal çeşit iriliğinin 2/3'üne ulaştıklarında toplanırlar.
Hasat kış aylarında 3-5 gün, diğer dönemlerde 2-3 gün arayla yapılır.
Bitki üzerinde hasadı gecikmiş meyveler kalite hatalarını artırır ve verimi düşürür.
En büyük kalite hatası acılaşmadır.
Cucurbitaci denilen madde acılaşmaya neden olur.
Suyun düzensiz olması, yüksek sıcaklık, düşük nem, tuzlu su acılaşmaya neden olur.

Hıyar Bitkisi Hastalıkları
  1. Yaprak yanığı hastalığı
  2. Antraknoz
  3. Mildiyö
  4. Külleme
  5. Fusarium
Bakteriyel Hastalıklar
  1. Hıyar köşeli yaprak lekesi hastalığı
  2. Virüs hastalıklarıdır. (mozaik virüsü)
Hıyar Bitkisi Zararlıları
  1. Yaprak biti
  2. Tribs
Devamını oku »

Patlıcan Yetiştiriciliği

Patlıcan Yetiştiriciliği Ders Notları

Patlıcanın Sistematiği
Adı: Solanum Melongena L
Sınıfı: Dicotyledoneae
Takımı: Personata-Tubiflora
Familya: Solanaceae
Cinsi  : Solanum
Anavatanı : Hindistan
Kromozom Sayısı : 2n=24, 2n=48
Varyeteleri: 1- Solanum Melongena Var. Esculantum
                    2- Solanum Melongena Var. İnsanum
                    3- Solanum Melongena Var. Ovigerum

Roxbugh ve Prai Patlıcanları ilk varyet grubunda inceler.

1- Solanum Melongena Var. Escuanta (Syn. Solanum Longum Rox)
2- Solanum Melongena Var. İnsanum  (Syn. Solanum İnsanum Rox)

Patlıcanın Sistematikteki Yeri

Patlıcan domates ve biberle aynı familyanın bitkisidir. Solanum cinsine dahil olup, ılık iklimlerde yıllık, tropik iklimlerde ise ufak bir ağaç şeklinde büyüyen birkaç yıllık bir kültür bitkisidir. Bilimsel adı Solanum Melongena L. dir.

Roxburg ve Prai Varyete Grubu

1- Solanum Melongena Var. Escuanta (Syn. Solanum Longum Rox)

Bitkileri kuvvetli ve dikenli, meyveleri silindir şeklinde olan patlıacanlar bu gruba girer.

2- Solanum Melongena Var. İnsanum  (Syn. Solanum İnsanum Rox)

Bitkileri çok dikenli, meyveleri pürüzsüz ve yuvarlak olan patlıcanlar bu gruba girer.

Maccioni Varyete Grubu

1- Solanum Melongena Var. İnsanum  (Esculentum)

a) Uzun Mor (menekşe) Renkli Patlıcanlar

Meyvelerin şekli yönünden yetiştirmede en çok üzerinde durulan gruptur. Eti lezzetli, dolgun ve çekirdeği azdır. Akdeniz bölgesi için uygun bir çeşittir.

b) Erkenci Barbenta Patlıcanları

Uzun bir vejetasyon süresine ve fazla sıcağa ihtiyaç göstermeyen koşullarda da yetişebilen patlıcanları içine alır.

c) Yuvarlak ve Menekşe (mor) Renkli Patlıcanlar

Genellikle sıcak bölgelerde yetişen patlıcanlardır. Kabukları hafif donuk menekşe (mor) renginde meyveleri yuvarlak çeşitlerdir.

d) Çin Kökenli Uzun Beyaz Patlıcanlar

Menekşe renkli çeşitlerle birlikte aynı devrede hasat olgunluğuna gelir. Meyve eti sert, az çekirdekli ve iyi lezzetli olmalarına rağmen pazar değeri çok azdır.

2- Solanum Melongena Var. İnsanum

Verimlilik az olmakla birlikte çok erkenci olmaları ile tanınırlar. Meyveleri genellikle oval şekilde, uç kısımları şişkince ve koyu mor renklidir. Bitki örtüsü bodur çalı şeklindedir.

2- Solanum Melongena Var. Ovigerum

Bu grupta yer alan patlıcanlar daha çok süs bitkisi olarak kullanılırlar.

a) Yuvarlak Beyaz Patlıcanlar

Meyveleri parlak ve beyaz renkli olup tavuk yumurtasına benzerler.

b) Kırmızı Patlıcanlar

Yuvarlağa yakın şekilli meyveleri ilk bakışta domatese benzetilebilir. Meyveleri parlak kırmızı renklidir.

c) Madras Patlıcanları

Diğerlerinden farklıdır. Ağaç görünümünde ve meyveleri değişik renklidir.

Gasenbuch Patlıcanları

Morfolojik ve Biyolojik özellikleri göz önünde tutularak 3 grupta incelenir.

1- Doğu Subsp. Oriantale

Alçak ve orta yükseklikte büyüyen çeşitleri içine alır. Dalları dağınıktır. Meyveleri yuvarlak, armut ve yılankavi küçük ve orta irilikte koyu erguvan renkli etleri beyaz sıkı dokulu ve lezzetlidir.

2- Batı Subsp. Occidentale

Orta ve yüksek büyüyen çeşitlerdir. Meyveleri ve renkleri çeşitli şekillerdedir.

3- Hindistan Subsp. İndicum

Yabani formlar ile süs patlıcanlarıdır.

Dünyada ve Türkiye de Patlıcan Üretimi

Sırasıyla; 1. Çin, 2. Türkiye, 3. Japonya, 4. Mısır' dır.

Ülkemizde dekar başına patlıcan üretimi miktarı ortalama 1700 kg'dır. Dünya ortalaması ise 1400 kg. civarındadır. Ülkemiz dünya ortalamasının üzerindedir.

Patlıcanın Botanik Özellikleri

1- Genel Görünüşü

Ilıman iklime sahip olan yerlerde bir yıllık tropik ve subtropik iklimli yerlerde ise çok yıllık bir kültür sebzesidir. Dik bir şekilde büyür. Normal Koşullarda 0,45-0,75 m boylanır. Uygun koşullarda 1,5-2,0 metreye kadar boylanabilir.

2- Kök

Tohumun çimlenmesi ile birlikte kazık bir kök meydana gelir. Kazık kök 3-5 cm boy alınca kök boğazından yan kökler oluşur. Kazık kök 8-15cm boylandıktan sonra çatallanır ve uzunlamasına büyümesi durur. Bundan sonra yan kökler gelişir. Tarlaya fide dikiminden 7 hafta sonra patlıcanın toprak üstü kısımları 0,15-0,25 m olduğu halde 0,90 m derine giden kazık kökü olduğu belirtilmiştir. Bununla birlikte köklerin % 70-80'i ise 0,40 m derinlikte bulunur. %20-30'u 0,40 m den daha aşağı 1.0-1-5 m'ye kadar iner. Toprak yüzeyine yakın kökler 0,80-1.20 m kadar çevreye yayılır.

3- Gövde ve Dallar

4-5 yapraklı fide devresinden itibaren gövdede odunlaşma başlar. Gelişmiş bitkide gövde oldukça kuvvetlidir. Bitkinin boyu ortalama 0,6-1.0 m dir. Patlıcanda gövde yuvarlaktır. Belirgin olmayan boğum ve boğum aralarından oluşur. Üzerleri tüysüz, az tüylü ve çok tüylüdür. Bazen üzerinde dikenler bulunur. Gövde 4-5 boğumdan sonra dallanmaya başlar. Bir bitki üzerinde 4-8 yan dal bulunur. Bu yan dallardan ikinci derecede yan dallar meydana gelir. Böylece bazı çeşitler yayvan taçlı, bazıları toplu uzun taçlıdır.

4- Patlıcanda Yapraklar

Yaprakları küçük, dar, ince ve uzun veya büyük ve geniştir. Yaprak kenarları düz olduğu gibi parçalı hafif yırtmaçlı da olabilir. Kenarları genelde düzdür. Dişilik pek görülmez. Yaprak ve gövde yeşil renklidir. Bazı çeşitlerde renk mora kadar dönüşür veya yer yer morluklar görülür.

5- Çiçek

Patlıcan çiçekleri biyolojik bakımdan erseliktir. Çiçekler yaprak koltuklarında meydana gelir. Bazı çeşitlerde 2-3 boğumda bir bazılarında her boğumda bir adettir.
Patlıcan çiçeklerinde erkek organlar çiçek açmadan 12 saat önce olgunlaşmakta ve çiçek açıldıktan 2 gün sonra da olgunluklarını yitirmektedirler. Buna karşılık dişi organlar çiçek açılmadan iki gün önce döllenme olgunluğuna gelmekte ve çiçekler açıldıktan 4 gün sonraya kadar bu olgunluklarını devam ettirmektedirler. Erkek organların döllenme bakımından en uygun zamanı çiçeklerin tam açıldığı zaman olduğu halde dişi çiçeklerde bu zaman çiçekler açıldıktan 2 gün sonraki devredir.
Mor renkli ve genellikle beşli çiçeklidir. Beş adet çanak yaprak oldukça iri yapıda yeşil renkli üstü tüylü veya dikelidir. Çanak yapraklar ileri devrede dökülmez ve büyümeye devam eder. Sayıları bazen 7-8 kadardır. 5 adet taç yaprak açık mavi, mavi veya açık mor renklidir. Taç yaprak sayısı da 6-8 arasında değişebilmektedir. Erkek organları sarı renkli ve bileşik durumdadır. Erkek organ sayısı 5-8' dir. Dişi organ erkek organlarca çevrilidir. Dişi organ yukarı çıkmışsa yabancı döllenme artar. Kendine döllenme % 60-80 oranındadır. Erkek organlar çiçek açılmadan döllenme olgunluğuna gelir. Tam çiçek açıldığında en etkin durumdadır. Bazı çiçeklerde çiçek açıldıktan 1-2 gün sonraya kadar etkinlik azalarak çiçek tozları döllenme yapabilir.
Patlıcanın çiçeklenme başlangıcı için özel bir gün uzunluğu isteği yoktur. Patlıcan çiçekleri normal olarak kendine tozlanırlar, yaklaşık % 6-20 civarında yabancı tozlanma görülür.

6- Meyve

Patlıcanın meyveleri uzun, ince, sivri uçlu, uzun silindirik, küt veya sivri uçlu, uzun yumurta, yuvarlak, basık yuvarlak şekilde olurlar. Meyve uzunluğu çok değişiktir. Ortalama 20-30 cm'dir. Bazı çeşitlerde uzunluk 40-60 cm'ye kadar çıkar. Meyve çapı uzun çeşitlerde 2-6 cm, yuvarlak çeşitlerde 8-12 cm'dir.  Meyve ağırlığı 50-400 gr'dır. Ağırlık yuvarlak çeşitlerde 500-1000 grama çıkabilir.
Meyvenin rengi açık mordan koyu siyaha kadar değişir. Bazen beyaz ve kırmızı patlıcanlara da rastlanır. Koyu renkli patlıcanlarda renk açılması demir noksanlığından ileri gelir. Düşük sıcaklıklarda ve ışık şiddetinin azalması da renk açılmasının (Bu olay demir alımını engellediği için meydana gelir) diğer bir nedenidir. Meyve kabuğu bazen serttir. İnce olanlar tercih edilir. Yetişme döneminde kötü koşullar liflenmeye, odunlaşmaya neden olabilir. Bir bitkiden 10-30 adet hatta daha fazla meyve alınabilir.

7- Tohum

Tohumlar patlıcan meyvesinin içine gömülmüş olarak bulunur. Patlıcan tohumları disk şeklinde ortası kalın kenarlara doğru incelir. Uzunluğu 2-4 mm, kalınlığı 0,5-1 mm'dir. Bir patlıcan meyvesinde ortalama 500-5000 adet tohum bulunur. 1 litre tohum 500-650 gram'dır. 1 gram tohumda 150-350 adet tohum vardır. Bin tane ağırlığı 3,5-5,6 gramdır. Tohumlar çimlenme gücünü 4-6 yıl devam ettirir. Yeterli bir tohum verimi 15 kg/da.'dır. Fiyatı yüksek verimli çeşitlerde verim 20 kg/da.'dır.

8- Çeşitler

Patlıcan çeşit tanımlaması
Mevsim: Erken yada orta mevsim, ilk olgun meyveye kadar geçen yaklaşık gün sayısı.
Bitki özelliği: Yükseklik, nispeten yüksek ve güçlü.
Yaprak özelliği: Şekil, büyüklük ve durumu.
Sap özellikleri: Renk, büyüklük ve eğim derecesi, dikenler, olgun bitki üzerindeki dikenlerin büyüklüğü ve dikenlilik derecesi.
Çiçek özellikleri: Tam çiçeklenmede çiçeklerin sayısı, tek yada grup halinde meydana gelen.
Meyve özellikleri: Hasat olumunda ve yeme olumuna gelirken meyve rengi beyaz, yeşil, sarı, mor-siyah ve yeme olumunda çeşit özelliğine bağlı olarak iki renkli şekil ve uzunluk, silindirik, küresel, soğan şeklinde. Büyüklük toprak seviyesi ile ilişkili olarak bitki üzerindeki olgun meyve durumu.
Çanak yaprakların özellikleri: Meyveye oranla şekil, renk ve büyüklük.
Özel hastalıklara mukavemet: Örn. Phomopsis vexans.
Özel zararlılara mukavemet: Örn. Meloidogyne spp.

Ülkemizde yetiştirilen ve tüketilen patlıcan çeşitleri:
  1. Kemer patlıcanı
  2. Halkapınar patlıcanı
  3. Bostan patlıcanı
  4. Kirmastı patlıcanı
  5. Yalova 49 patlıcanı
  6. Gönen patlıcanı
Ülkemizde yetiştirilen ve tüketilen yabancı patlıcan çeşitleri:
  1. Long purple
  2. Viserba
  3. Black Beautly
Patlıcanın Beslenme ve İnsan Sağlığı Bakımından Önemi

Patlıcan başta Türkiye olmak üzere Hindistan, İran, Japonya, Çin, Endonezya, Filipinler, İtalya, Mısır ve Irak ta geniş bir şekilde kültüre alınmıştır. Son yıllarda diğer ülkelerin mutfaklarında da patlıcana yer verildiği görülmektedir.
Ülkemizde patlıcanın çok değişik şekillerde yemekleri yapılır. Bunun dışında reçeli, turşusu ve salatası insan beslenmesinde kullanılan diğer şekilleridir.
Patlıcan mineral madde ve vitaminlerce fazla zengin bir sebze değildir.
Olgunlaşmamış patlıcanlarda solanin denen bir madde vardır. Çiğ yenildiği zaman zehirlenme yapar. Pişirildiğinde bu madde parçalanarak kaybolur.
Patlıcan Türk mutfağının en gözde sebzesidir. Yemeklik değeri yanında uzun yıllardan beri vücutta meydana gelen şişliklerin giderilmesinde, memeli basurun tedavisinde, ağızda meydana gelen kabarcıkların tedavisinde ve idrar zorluğuna karşı halk arasında ilaç olarak kullanılır.

Patlıcanın Yetiştirme İstekleri

1- İklim İstekleri

Patlıcan sıcak iklim sebzesidir. Soğuktan çok korkar. Yetiştirme devresinde sıcaklık -1, -2 °C' ye düştüğü zaman bitki yaşamını yitirir. Ülkemiz de Marmara, Ege ve Akdeniz de özellikle kıyı kesimlerde yetiştirilir. Ilık iklimlerde yıllık kültür bitkisi olarak yetiştirildiğinden tohum ekiminden itibaren hasat devresi sonuna kadar don olmayan ve bitkinin gelişmesi ile ürün vermesi için normal olarak 15-35 °C sıcaklığa ihtiyaç vardır. İyi bir yetiştiricilik için ortalama 6 aylık bir vejetasyon dönemine ihtiyaç vardır. Bunun dışında verimli ve karlı bir şekilde yetiştirilemez. Tropik ve Subtropik iklime sahip olan yerlerde küçük ağaç şeklinde olup çok yıllıktır. Suyu çok sever. Düzenli sulanması gerekir. Aksi taktirde gelişme yavaşlar, verim düşer ve meyvelerde acılaşma olur.

2- Toprak İstekleri

Patlıcan toprak bakımından oldukça seçici bir sebzedir. Killi topraklardan hoşlanmaz. Ağır ve rutubetli topraklarda kök çürüklüğüne sıkça rastlanır. Derin, yumuşak, geçirgen, organik madde ve besin maddesince zengin tınlı topraklarda iyi gelişir ve bol ürün verir. Erkencilik isteniliyorsa ahır gübresi veya yeşil gübre yapılması ve kumlu-tınlı topraklar tercih edilmelidir.

3- Gübreleme

Patlıcan tarlasına sonbahar da dekara 5-6 ton yanmış ahır gübresi verilmelidir. Ticari gübrelerin kullanılması da zorunludur. Azot düzeyi fazla tutulmalıdır. Toprağın özelliğine bağlı olarak dekara;

12-18 kg   =  Azot
8-10  kg   =  Fosfor
8-10  kg   =  Potasyum verilmelidir.

30 kg  =  Süper Fosfat
20 kg  =  Potasyum Sülfat ekimden önce verilmelidir.

Birinci çapadan önce dekara 20 kg. Amonyum Sülfat ve Amonyum Nitrat verilmelidir.
Bazı yetiştiriciler gelişmenin sonlarına doğru gelişmeyi kuvvetlendirmek ve son defa ürün elde etmek için şerbet vermeyi veya azotlu bir gübre uygulamayı yararlı bulmaktadır.
Yetiştirici şerbet uygulamadan önce bitkileri 2-3 göz üzerinden budayarak yeni sürgünler meydana gelmesini sağlamakta ve bulunduğu bölgenin iklim koşullarına göre yeni ürün elde etmektedir.

Patlıcan Yetiştirme Tekniği

Patlıcan Fidesi Yetiştirilmesi
  • Patlıcan tohumları sıcak yastıklara ekilir.
  • Ekimde metrekareye 5-6 gram tohum kullanılır.
  • Sıraya ekim yapılır. (Fideler bol saçak kök meydana getirsin diye)
  • Sıcak yastıklarda 10' ar cm ara ile açılan çizgilere seyreltme yapılıp yapılmayacağına göre ekim yapılır.
  • Tohum ekildikten sonra üzeri 1 cm kadar harçla örtülür ve üzeri hafifçe bastırılır.
  • Süzgeçli kovalarla sulanır.
  • Patlıcan tohumları sıcak yastıkta toprak sıcaklığı 25-30°C olduğu zaman 10-15 gün sonra toprak yüzeyinde görülmeye başlar.
  • Bundan sonra bakım işleri yapılır. (Yabani otların ayıklanması, sulama, havalandırma, hastalık ve zararlılarla mücadele)
  • Tohumlar çimlendikten sonra 3-4 cm' de bir fide bırakılır.
Patlıcan Fidelerinin Esas Yerlerine Dikimi
Patlıcan yetiştirilecek toprak önce gübrelenir. Sonbaharda önce derin bir sürüm yapılır. İlkbaharda yüzlek bir sürümle birlikte tırmıkla tesviye edilir. Musura veya tavalar hazırlanır. Daha sonra dikim tek veya çift sıralı olarak masuraların boyun noktalarına yapılır. Çoğunlukla 0,40-0,50 m genişliğinde tek masuralar hazırlanır. Sıra araları çeşit ve toprak durumuna göre 0,70-1.00 m arası değişir. Sıra üzerinde ise genellikle 0,50-0,60 m mesafe bırakılır.
Fidelerin dikim zamanı bölgenin ilkbahar donlarının sona erdiği zamandır. Fideler şaşırtılmışsa tarladaki yerlerine topraklı olarak aktarılmalıdır. Şaşırtma yapılmamış ise fidelerin tarlaya dikimi daha kolay ve ucuzdur. Dikimden sonra can suyu verilir. Dikimden bir hafta sonra fidelerin tutup tutmadığı anlaşılır.

Bahçede yapılacak Bakım İşleri

Çapalama, sulama, budama, hastalık ve zararlılarla mücadeledir.
Patlıcan yetiştiriciliğinde hava durumuna göre can suyundan sonra 2-3 hafta sulama yapılmaz. Bundan sonra gerek gördükçe sulama yapılır. Toprak tava gelir gelmez çapalanır. Kural olarak ilk meyveler görülünceye kadar fazla su verilmemeye dikkat edilmelidir. Çiçeklenme devresinde yersiz sulamadan kaçınılmalıdır. Aksi taktirde bitkiler boya kaçar ve çiçek silkebilir ayraca zamanında meyve bağlayamaz. Hasat döneminde her hasattan sonra sulama yapılmalıdır. Genellikle hasat sonunda bazı yetiştiriciler hasat süresini uzatmak amacıyla bitkiyi 2-3 yaprak üzerinden budar ve şerbet veya azotlu gübre verilerek yeni ürün elde ederler. Normal koşullarda her bitkiden 7-8 patlıcan daha hasat edilir.

Hastalık ve Zararlılarla Mücadele

Mantarı Hastalıklar
  1. Patlıcan fidelerinde kök çürüklüğü
  2. Patlıcanda erken yaprak yanıklığı
  3. Patlıcanda verticillium solgunluğu
  4. Patlıcan külleme hastalığı
Zararlılar
  1. Kırmızı Örümcek
  2. Beyaz Sinek
  3. Yaprak Bitleri
  4. Toprak Altı Zararlıları (Danaburnu ve Bozkurtlar)
  5. Nematod
Patlıcanda Hasat Verim ve Standardizasyon
Hasat gerçek meyve iriliğinin 1/3'ünü aldığı zaman yapılır. Patlıcanlar saplarından kesilerek hasat edilir. Hasat gecikirse meyveler kartlaşır, renkleri açılır ve çekirdekleri sertleşerek yenme özelliklerini yitirirler. Çoğu kez etleri de acılaşır.
Patlıcanda verim çeşidin verimlilik karakteri ve iriliği ile yetiştirme ve bakım koşullarına, vejetasyon süresinin uzunluğuna göre değişir. Uygun koşullarda kemer ve halkapınar gibi çeşitlerde kök başına 15-30 adet meyve alındığı halde bostan patlıcanında ise kök başına 10-25 adet meyve alınmaktadır. Dekara verim 2-5 ton arasında değişmektedir.
Patlıcanlarda şekil bozukluğu, eğrilme ve çarpılmaları, renk açılması, etin koflaşması ve boşalması veya liflenmesi, acılaşması, tohum oluşumu kalite hatalarıdır. Standardizasyonu iyi nitelikli olanlar 1.sınıf, bu sınıfa girmeyenler 2 ve 3. sınıf olarak derecelendirilir.
Ambalaj: Fiyatına bağlıdır.

Patlıcanda Çeşit Seçimi

Türkiye de ince, uzun, silindirik ve meyve ucu hafif olan patlıcanlar tercih edilir. Ayrıca meyve içinde tohum teşekkül etmemelidir. Meyve eti liflenmemeli ve acılaşmamalıdır. Patlıcanda en önemli kalite unsuru renktir. Koyu renkler öncelik kazanır. Rengin açılması ve koflaşma en kaliteli ürünün dahi fiyatını düşürür. Yetiştiricilik açısından dallanan ve meyve veren düşük sıcaklıklarda çiçek teşekkül ettiren ve meyve bağlayan patlıcanlar tercih edilir.
Devamını oku »